Skip to main content
Banu Avar ile Yorum

Banu Avar ile Yorum

By Banu Avar

Banu Avar ile Haftalık Yorumlar
Available on
Apple Podcasts Logo
Google Podcasts Logo
Pocket Casts Logo
RadioPublic Logo
Spotify Logo
Currently playing episode

#43 - Amiraller Bildirisi ve Montrö!

Banu Avar ile YorumApr 05, 2021

00:00
06:32
Rusya Ukrayna - İsrail Gazze ve Çok Kutuplu Dünya'da Türkiye | Banu Avar - Mahir Esen

Rusya Ukrayna - İsrail Gazze ve Çok Kutuplu Dünya'da Türkiye | Banu Avar - Mahir Esen

Rusya Ukrayna - İsrail Gazze ve Çok Kutuplu Dünya'da Türkiye | Banu Avar - Mahir Esen

Mar 09, 202458:28
“Üs demek ‘Ben sana baskın yaparım’ demektir!” | BAŞIMIZ SAĞ OLSUN!
Jan 15, 202403:18
2024'e Girerken : DURUM ve ÇÖZÜM ...

2024'e Girerken : DURUM ve ÇÖZÜM ...

2024'e Girerken : DURUM ve ÇÖZÜM ...

Dec 29, 202310:17
Atatürk'ün Arap Politikası - "Türk ile Arap'ı İngiliz Düşman Etti!"

Atatürk'ün Arap Politikası - "Türk ile Arap'ı İngiliz Düşman Etti!"

Atatürk'ün Arap Politikası...
Tamamını İzleyin...
Youtube: https://youtu.be/3I2lBixHFPw
Onu her an anıyoruz, ama bugün kalbimiz daha fazla kanıyor. Bu nasıl bir aşk ki gün geçtikçe çoğalıyor. Ve tüm milleti birleştiren bir çığ gibi büyüyor. Düşmanlarını delirten bu olmalı. Dört bir yanımız ateş ve emperyalizm tıpkı onun yüzyılında olduğu gibi her yanı kana boyuyor. Filistinli 75 yıldır kan kaybediyor ve bir kez daha soykırıma uğruyor. Bazı aklıevvellerin etrafı saran yorumlarına cevap olsun diye Mustafa Kemal Atatürk'ün Arap politikasını dikkatinize sunmak istedim...
“TÜRK’LE ARAP’I İNGİLİZ DÜŞMAN ETTİ”
Bu cümle Attila İlhan’a ait. 1979 yılında yazdığı bir makalesinin başlığı. Ben tam da bugünlerde bu makaleyi Atatürk’ten alıntılarla özetlemek istiyorum.
Mustafa Kemal Paşa'nın Arap politikası onların bağımsızlıklarını kazanması ve daha sonra bağımsız Arap devletleri ile emperyalizme karşı bir bütün olması şeklinde özetlenebilir.
Atatürk'ün stratejisi emperyalizmin hedefindeki tüm bu coğrafyada birlik ve beraberliğin sağlanmasıdır.
Onun önceliği her zaman bölge çıkarları için karar verebilecek aklı öne çıkarmaktır.
Ruhun şad olsun paşam!
Banu AVAR
10 Kasım 2023



Nov 10, 202307:01
Babam Bahattin Avar... Ruhun Şad Olsun...

Babam Bahattin Avar... Ruhun Şad Olsun...

BABAM RUHUN ŞAD OLSUN… Youtube: ⁠https://youtu.be/7z_63vNqo3k

Babam Mehmet Bahattin Avar, Cumhuriyetin ilk yıllarında Himaye-i Etfal Cemiyeti’nde beden eğitimi öğretmeni ve çocuk bahçeleri sorumlusu olarak çalışmış. Bu bahçeleri kazma kürekle inşa etmekten, atlıkarıncalarını eliyle yapmaya kadar, folklor gruplarından, gösteri grupları oluşturmak ve tören hazırlamaya kadar büyük emek sarf etmiş. 1975 yılında sonlanan yaşamının her dönemini çocuklara adamış. 60 yaşında bir kez daha baba olmuş. 20 yaşındaydım onu kaybettiğimde. Ekimin 15’inde… O kısacık zamanda bana ne çok şey kattığını yeni fark ediyorum. En sık aklıma gelen anılardan birini paylaşayım. Uzun yürüyüşlere çıkardık. Yakacık tepelerinden Marmara denizine, adalara tepeden bakardık. Babam yol boyu gördüğümüz birçok hayvan ve bitkiyle ilgili bana hikâyeler anlatırdı. Bir gün telaşlı bir karınca topluluğunun yanına çömeldi. ‘Bak’ dedi. ‘İzle, nasıl yardımlaşıyorlar…’ Bir toprak tümseğindeki inanılmaz faaliyete bakakalıyorum… Sesi kulaklarımda gözlerimi hiç ayırmıyorum: “Dünya var olduğundan beri karıncalar bir arada yardımlaşarak ve birbirlerini tamamlayarak yaşarlar, onlar için ‘ben’ yok, ‘biz’ var’ diyor. İşçi karıncalar, avcı karıncalar, temizlikçi karıncalar, anne karıncalar var. Hepsi kendiişlerini mükemmel yapıyor ve birbirleriyle yardımlaşarak yaşıyorlar.” O gece rüyamda çalışkan karıncaları dans edip halay çekerken görüyorum. -İşleri bitmiş olmalı- diye düşünüyorum. Ah babam, çok özel bir zamanın yolcularıydınız sizler… Çanakkale madalyası takmış, kurtuluş için savaşmış, cumhuriyetin ilk yıllarında kendini çocuklara adamış; bilimde, sanatta sınır tanımayan bir kuşağın temsilcileriydiniz. Ruhun şad olsun. Sana layık olmaya çalışıyorum. Banu AVAR, 15 Ekim 2023

Oct 15, 202303:01
İNGİLİZ PRENS EDWARD , Kabataş Lisesi'ni Neden Ziyaret Etti?!

İNGİLİZ PRENS EDWARD , Kabataş Lisesi'ni Neden Ziyaret Etti?!

Youtube'dan İzleyebilirsiniz : https://youtu.be/ySpR6kitw7w

Sep 30, 202304:50
Gün Zafer Günüdür! - 30 Ağustos Zafer Bayramı

Gün Zafer Günüdür! - 30 Ağustos Zafer Bayramı

"GÜN ZAFER GÜNÜDÜR!" 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlu Olsun!

Mustafa Kemal ATATÜRK savaştan 2 yıl sonra Dumlupınar’ı ziyaret etti. 1924 yılı 30 Ağustos günü, Dumlupınar’da bir buçuk saat süren, çok duygulu bir konuşma yaptı.Metin Aydoğan bu söylevi analiz etmiş ve özetlemiştir. Derki: “Atatürk’ün Başkomutanlık Savaşı’nın geçtiği alanda söylediği sözler, yalnızca savaşa ait duyguların dile getirilmesi değil, onunla birlikte tarihe aktarılan kalıcı bir belgedir. Bu söylevle, Türk ulusuna ve gelecek kuşaklara olduğu kadar, dünyanın ezilen uluslarına seslenmiş, onları “dünyanın despotlarına” karşı bağımsızlık ve özgürlük savaşına çağırmıştır.”Bugün Metin Aydoğan’ı hasretle yâd ederken Atatürk’ün 1924 30 Ağustos söylevini onun özetinden size aktarmak istedim.


Dinleyin:https://youtu.be/nIYfkXDBRZE

Aug 29, 202308:17
KIBRIS BARIŞ HAREKATI ve BUGÜN! - 20 Temmuz 1974

KIBRIS BARIŞ HAREKATI ve BUGÜN! - 20 Temmuz 1974

KIBRIS BARIŞ HAREKATI ve BUGÜN! - 20 Temmuz 1974 Neredeyse yarım asır geçti üzerinden, yıl 1974 Türkiye Kıbrıs’taki katliama dur dedi. Adaya asker çıkardı. Harekâttan önce başkent Lefkoşa ortasından ikiye bölünmüştü. Magosa ve kırsal alanlardaki Türkler tam anlamıyla kuşatma ve tecrit altında yaşıyordu. Seyahat EDEMİYORLARDI. Ticaret ve üretim Rumların kontrolündeydi. Büyük yoksulluk ve yokluk içindeydiler. Baskınlar, suikastlar, adam kaçırmalar, dayak, şiddet, işkence ‘ADİ VAKA’ SAYILIYORDU.Batılı devletler, 300 yıllık Osmanlı idaresinin ardından Kıbrıs’ın bir Rum adası olması için büyük gayret gösterdiler. Amerikan Başkanı Roosevelt, bu adayı elinde bulunduran gücün, Ortadoğu Kafkaslar ve Balkanları kontrol edeceğini söylemişti.YILLAR SONRA BİR BAŞKA AMERİKAN BAŞKANI BUSH “ORTADOĞUNUN ANAHTARI KIBRIS’TADIR” DEMİŞTİ.Avrupa Birliği Belgelerinde tek bir Cumhuriyetin adı geçmekteydi: Kıbrıs Cumhuriyeti! Adayı Rumlar temsil edecekti.Adanın yarısı Avrupa Birliği Hukuku ihlal edilerek Birliğe alınmış ve bir bütün olarak kabul edilmişti. “Sınırlar Arasında” belgeselini yaparken çeşitli ülkelerin en üst düzey yetkililerine aynı soruyu sormuş hep aynı sessizlikle karşılaşmıştım.“Avrupa Birliği Yasalarına göre problemli ülkeler birliğe kabul edilemez ama Kıbrıs’ta bu böyle olmadı. Sorunları olan iki toplumlu bir adanın bir tarafı birliğe kabul edildi. Bu AB Yasalarının ihlali anlamı taşımıyor mu?” diye soruyordum.Onlar da “evet hımmmm iç sorunlar var…” diyorlardı. Konuşma bitiyordu.İç sorunu yaratan kendileriydi. İç sorun yaratmak için elinden geleni yapan Karen Fogları, Desotoları ananları nasıl unuturuz!Yakın tarih, Kıbrıs’ta nasıl bir kumpas kurulduğunun örnekleriyle dolu!1960’ta tarihin ilk bağımsız ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ kuruldu. Kurulduktan sadece 3 yıl sonra Cumhurbaşkanı Makarios, Türkleri ‘azınlık’ durumuna düşüren teklifi hazırladı.Kendi devletinin anayasa mahkemesini yok sayarak Türklerin alınmadığı bir parlamento oturumunda teklifi onaylattı.Birleşmiş Milletler, Rum yönetimini ödüllendirerek Kıbrıs’ın meşru hükümeti olarak tanıdığını açıkladı.Türklere ölümlerden ölüm beğen politikası 1974’e kadar sürdü. Türkiye adadaki katliama müdahale etti. Rauf Denktaş sık sık şu cümleyi tekrarlardı: BATI ‘Barış Harekâtı’nı AFFETMEDİ!Tıpkı Kurtuluş Savaşı’nı unutamadıkları gibi!15 Kasım 1983’de, KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ kuruldu. Ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bu devleti ayrılıkçı bir hareket olarak tanımladı!



Jul 20, 202306:40
Son Nato Zirvesi ve Montrö! - Türkiye bir kez daha masada kaybetti!

Son Nato Zirvesi ve Montrö! - Türkiye bir kez daha masada kaybetti!

Son NATO Zirvesi ve Montrö! Türkiye bir kez daha masada kaybetti!

Batılı devlet başkanları ve NATO Genel Sekreterinin aşırı laubali tavırları ve dalga geçen bakışları, ortada sahipsiz dolaşan Zelenski huzurunda Erdoğan İsveç’in NATO üyeliğine yani Rusya’nın kuşatılmasındaki bir halkaya daha “he” dedirtildi ve zirvenin üzerinden sadece 1 gün geçtikten sonra arkasından dil çıkaranlara baka kaldı. NATO zirvesi kapanışından bir gün sonra İsveç Yüksek Mahkemesi Türkiye'nin iadesini istediği iki teröriste sahip çıktı. Sınır dışı edilmelerini engelleyen bir karar açıkladı. Resmen Türkiye’yle dalga geçti!Türkiye, NATO Vilnius zirvesinde son yıllarda sürdürdüğü denge politikasına son verdiğini dosta düşmana ilan etti. Rusya ile Batı arasındaki denge politikasını bırakmış U dönüş yapmıştı. PKK ve NATO destekçisi Batı dünyasının arkasında yer aldığını açıklamış oldu. Ya da Cem Gürdeniz amiralin dediği gibi “TÜRKİYE'NİN MALİ KRİZİ ÖNLEMEK için JEOPOLİTİK SERVETİNİ KULLANMA YOLUNU SEÇTİ”. Montrö’nün 87. Yıldönümünde durum bu!

Youtube'dan İzleyin:https://youtu.be/tmR3NWvHqG4

Jul 19, 202306:03
KOMPRADOR AYDIN ve GERÇEK AYDIN | Banu AVAR

KOMPRADOR AYDIN ve GERÇEK AYDIN | Banu AVAR

KOMPRADOR AYDIN ve GERÇEK AYDIN | Banu AVAR

Youtube : https://youtu.be/PN_9YMp9Sw0


Daha önceki bir yayında Attila İlhan’ın ünlü komprador aydın tanımını anlatacağımı söylemiştim ya, 11 haziran Pazar günü İstanbul Kartal Kitap Fuarı'nda da bu konuya değineceğim. Yeri gelmişken hepinizi Pazar günü saat 15'te Kartal Meydanına Kitap Fuarı'na beklerim. Komprador aydın demiştik.. Bugün gelin, Attila İlhan’a ait bu tanımı kurcalayalım, Attila abi “Emperyalizmin etki alanı altında bulunan Türk toplumunun komprador bir ekonomisi ve komprador bir burjuvazisi var” derdi. Yani Türk toplumu olarak komprador bir kültür içinde yaşamaktayız ve emperyalizm bu kültürü sürekli olarak yeşertmekte!. Ne demek bu Komprador? Attila İlhan şöyle açıklıyordu: Sömürgecilik dünyaya yayılmaya başlayınca "Bu yayılmada biz nasıl bir yol kullanacağız" tartışmaları doğmuş, emperyaller güzel bir yol bulmuşlar. Üzerine hakimiyet kurmak istedikleri toprakları tespit ediyorlar. Buralara misyonerleri yolluyorlar, ardından misyoner okulları kuruyorlar. Bizdeki Robert Kolej gibi... Vee yanı sıra da bazı büyük şirketler oralarda acentelar açıyor ve ticaret başlıyor. Bu ticareti geliştirebilmek için de bir takım büyük ticaret firmalarının temsilcileri o ülkelere gidiyorlar. Ama yerli halkla ilişki kurmakta güçlük çekiyorlar. Bu güçlüğü aşmak için misyoner mekteplerinde Hıristiyanlaştırdıkları yerlilere kendi dillerini kendi kültürlerini öğretiyorlar. Ortaya yeni bir tip insan çıkıyor. Bu yeni tip insan ana kültürüyle baba kültürüyle yerli; fakat misyonerlerden aldığı eğitimle yabancı. İlk defa bunlara "kompradore" diyorlar; Kompradore, doğrudan doğruya bir yerli halkın içinden seçilmiş, dini, dili ve kültürü değiştirilmiş, yani kültürsüzleştirilmiş birinin emperyal ülkeye tâbi bir insan olarak kulanılması anlamına geliyor.” Attila abi Komprador burjuvaziyi böyle tanımlıyor. Komprador burjuvazi çıkarlarıyla sisteme bağlı bir insan tipi. Yaşama biçimi de bağlı olduğu sistemle aynıdır. GELELİM KOMPRADOR AYDIN’A. Komprador aydın, KOMPRADOR BURJUVAZİYLE işbirliği yaparak halkı aldatan aydın tipidir. İğdiş edilmiştir. Komprador burjuvaziye karşı direnen halkı yanıltmakla görevlidir! Halk direnirken aydınlarla bütünleşerek başarıya ulaşabilir. İşte komprador aydın burjuvazinin yanında durarak bunu önler. Emperyalizm kendi kültürünü benimsettiği komprador aydını öyle güzel kullanır ki halkla aydının arası açılır, tehlikeli bir önderlik de böylelikle engellenmiş olur. Daha da önemlisi komprador aydın komprador burjuvayla aynı yaşam biçimini benimsediğinden bunun adı İLERİCİLİK olur ve sömürü düzeni betonlaşır. 300 yıldır Türklerin yaşadığı budur. Attila abi bunu ilk anlatan altını çizen ve bizi uyaran aydındır.. “Jöntürklerden bu yana" ilerici Türk aydını BATILI EMPERYALİST KÜLTÜRÜN ADAMIDIR” demiştir . Bu aydın tipi KOMPRADOR BURJUVAZİYLE UYUMLU ama kendi HALKIYLA UYUMSUZDUR! VE ‘İlerici’yim diyen iki farklı tip Türk aydınını şöyle anlatır: Birincisi bir yandan komprador ekonomiye karşı çıkan, öte yandan ilericilik adına komprador kültürü savunan yani sömürenlerin kültürünü savunan bir aydın tipi,, İkincisi , sorunu çağdaş bir çözüme ulaştırmak yerine duygusallıkla geçmişe sığınan , muhafazakar çağdışı Osmanlıcılığa sarılan aydın tipi. Oysa Osmanlı bu kültürel yozlaşmayı başımıza bela edendir. Ondan da bihaberdirler! Attila İlhan’ın en önemli tespitlerinin başında gelir Komprador aydın sorunu… Lütfen sizler de bu tanımı sık sık sorgulayın.. Türkiye ekonomik olarak tutsak yaşadıkça ulusal burjuvazisini doğuramıyor ve kültürde de ulusallaşamıyor demiştir Attila İlhan. Şu ÇÖZÜMÜ söylemiştir: Komprador kültüre ancak ulusal kültürle karşı çıkılır ki, ulusal kültür ancak ezilen sınıflarla bütünleşmiş aydınlarca yaratılır. Yani Komprador olmayan aydınlarla! Yani gerçek halkla!

Jun 10, 202305:05
Türk ekonomisine çökenler: Kemal DERVİŞ ve Mehmet ŞİMŞEK | Banu Avar

Türk ekonomisine çökenler: Kemal DERVİŞ ve Mehmet ŞİMŞEK | Banu Avar

Türk ekonomisine çökenler: Kemal DERVİŞ ve Mehmet ŞİMŞEK | Banu Avar

Jun 07, 202306:26
“Emperyalizm ekonomik bağımsızlığa düşmandır!” - Banu AVAR

“Emperyalizm ekonomik bağımsızlığa düşmandır!” - Banu AVAR

“Emperyalizm ekonomik bağımsızlığa düşmandır!” - Banu AVAR

Youtube'dan İzleyin: https://youtu.be/kzAGErQElOQ

Attila İlhan, Mustafa Kemal Atatürk’ü belki de en iyi anlamış ve anlatmış fikir ve sanat adamlarından biriydi. Atatürk’ün batıya bakışını ve emperyalizmin hedeflerini ortaya koyuşunu defalarca özetlemiştir. Gerçi bu konuda kulağı tıkalı olanlara ulaşabilmiş midir kuşkulu ama defalarca belgelerle bu konunun üzerinde durmuştur. 15 HAZİRAN Attila İlhan’ın doğum günü. Onu 2005'te bence vakitsiz kaybettik, fikirleri romanları ve şiirleriyle yaşıyor ve benim gibi onu çok seven ve sayanlar fikirlerini okumaya  tartışmaya ve yaymaya devam ediyor. Doğum günü yaklaşırken ben de onun yazılarından örnekler sunmaya devam edeceğim.

Bir yazısında ‘Atatürk, Emperyalizmin her şeyden önce altyapıya yani ekonomik bağımsızlığa musallat olduğunu saptamıştır’ diyor ve devam ediyor: “Bu yüzden Türkiye Cumhuriyeti'nin kalkınmasını kamu sektörü öncülüğünde bağımsız bir sanayileşmeye bağlamıştır.”

Atatürk'ün İzmir İktisat Kongresi'ndeki sözlerine dikkat çekiyor: “Efendiler bu kadar kesin bir zaferden sonra bile bizi barışa kavuşmaktan engelleyen nedenler. Doğrudan doğruya ekonomik nedenlerdir, ekonomik düşüncelerdir . Çünkü bu ulus ekonomik egemenliğini sağlarsa öylesine güçlü bir temel üzerine yerleşmiş ve gelişmeye başlamış olacak ki artık onu yerinden oynatmak mümkün olamayacaktır. İşte düşmanlarımızın rıza gösteremedikleri budur.”

Attila abi,  demokratik bir devrimden doğan Türkiye Cumhuriyeti'ni ve önderini anlattığı 'Hangi Atatürk' kitabında Atatürk’ün bağımsızlığı ve özgürlük idealini şöyle anlatıyor: “Atatürk, yeni devleti demiryollarından başlayıp deniz yollarına, madenlerin işletmesinden ilk sanayi girişimlerine kadar her alanda bir kamu iktisadi teşebbüsleri şebekesine yöneltmişti.”

KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ ŞEBEKESİ. İnsan bu tanımı duyarken bile ürperiyor. Bir de gerçekleştirilmesini, buna tanık olanları, benim ailem gibi devlet demiryollarında deniz yollarında çalışma gururu yaşayanları düşünün.

Bu girişimler özgürlük ve bağımsızlığın teminatıydı!

Tarih 1 Kasım 1933 Meclis açılış konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk ‘Memleketin temel sanayisinin kurulması bitmedikçe yürek istirahati duymamıza imkan yoktur’ diyor.

Attila İlhan, Atatürk’ün Fransız gazeteci Maurice Pernot’ya 1923’te verdiği demeci hatırlatıyor. Fransız gazeteci Mustafa Kemal’e yabancı düşmanlığı konusunu açıyor. Gazi Paşa da adama gereken cevabı şöyle veriyor:

“Eğer ecnebi düşmanlığından, o kadar pahalı elde edilen bir bağımsızlığa gölge düşürebilecek herşeyden nefret etmek anlamı çıkarılırsa evet bizim ecnebi düşmanı olduğumuz söylenebilir. Evvelce Türkiye'deki ecnebi girişimleri ve amaçlarının içimizde uyandırdığı kaygılar tümüyle ortadan kalkmış değildir. Eğer ihtiyatlı hareket ediyorsak, aşırı derecede kuşkulu davranıyorsak, bize çok pahalıya malolan özgürlüğümüzü kaybetme korkumuzdandır.”

Ne yazık ki özgürlük ve bağımsızlığımızı kaybetme korkumuzu bile elimizden alma girişimleri toplumun belli kesiminde başarılı oldu. Özellikle de komprador aydın kesiminde... O da ne demek mi? Konuya bir sonraki bölümde Attila abinin sözleriyle devam edeceğiz.



Jun 04, 202304:47
SİYASİ PARTİLER VE TARİKAT GELENEĞİ - Attila İlhan | Banu Avar

SİYASİ PARTİLER VE TARİKAT GELENEĞİ - Attila İlhan | Banu Avar

SİYASİ PARTİLER VE TARİKAT GELENEĞİ Youtube: https://youtu.be/BRPcvovmzlU Bugün siyasi partiler konusunda Attila İlhan’ın düşüncelerini hatırlatma günü olsun. Partilerin bölünerek ya da kurularak çoğalması sayılarının 100'lere varmasına tanıklık ettiğimiz bugünlerde Attila abiyi anmanın tam zamanı derim.. Üstelik partileşme son seçim sonrası hız kazanacak gibi… Attila İlhan 1980 darbesi sonrası ardarda açılan partileri, Anadoludaki tarikat geleneğine bağlardı. Abdülkadir Gölpınarlı'nın Mezhepler ve tarikatlar kitabını okumamızı hepimize tavsiye eder. Anadoluda tarikatların nasıl onlarca kola bölünmüş olduğuna çarpıcı örnekler verirdi: Kadıriyye tarikatının 10 kolu, Rıfai tarikatının 13 kolu vardı, kurulmuş bölünmüş siyasi partilerimiz de kesinlikle tarikat geleneğinden örnek alıyor gibiydi. Bölündükçe bölünüyor, kuruldukça kuruluyor sonra yine bölünüyorlardı ve hep aynı kişilerle oyun yeniden kuruluyordu.. Parti kurmak adlı makalesinde yazmıştı: “Siyasal faaliyetin yasaklandığı Abdülhamit döneminde sayısı belirsiz ‘komitalar’ kurulmuştu. Hürriyet ilan edilir edilmez sürü sepet fırka açılıvermişti. İkinci meşrutiyette 13 fırka kurulmuş işin ilginci hepsi birbirinin içinden çıkmıştı. Partiler amipler gibi bölünerek çoğalıyor herhalde tarikatlardan örnek alıyorlardı” (...) Siyasi parti demek ayrı bir ekonomik tabanı olan, siyasal bilince sahip, akıllı bir örgütlenme planı güdenlerin birliği demektir. Bugüne kadar böyle bir parti görmedik siyasi tarihimiz tarikat benzeri partilerle dopdolu… Bakalım bu kadim topraklar önümüzdeki zorlu süreçte sınıfsal tabana dayalı, belli ideolojisi olan ve aklı öne çıkaran örgütlenmelere sahne olacak mı? Dinleyin...

Jun 01, 202304:19
23 Nisan 1920! Milletin Egemenliği'nden Tek Adam Rejimi'ne ... | Banu AVAR

23 Nisan 1920! Milletin Egemenliği'nden Tek Adam Rejimi'ne ... | Banu AVAR

23 Nisan 1920! Milletin Egemenliği anlayışından Tek Adam Rejimi'ne...
Mi̇lleti̇n mecli̇si̇ Ankara'da açılmış. Meşruti̇yet fi̇i̇len bi̇ti̇yor, cumhuri̇yet başliyor. Mi̇llet tam olarak anlamasa da 600 yıllık bi̇r reji̇m deği̇şi̇yor.
Atatürk mi̇lleti̇ ezen i̇ki̇ faktörden bahsedi̇yor. Bi̇ri̇ saray, di̇ğeri̇ emperyali̇st devletler. Türk mi̇lleti̇ bu i̇ki̇ balyoz arasında kalmış, ezi̇lmi̇ş, suyu çıkmış durumda!
Ve en yakın mücadele arkadaşları bi̇le saray konusunda Atatürk'ü yalnız bırakıyorlardı. Cumhuri̇yet fi̇kri̇ni̇ kafasında bi̇r sır olarak uzun zaman taşıyacaktı:
Nutuk’ta şöyle di̇yordu: “Ben mi̇lleti̇n vi̇cdanında ve geleceği̇nde hi̇ssetti̇ği̇m büyük geli̇şme yeteneği̇ni̇, mi̇lli̇ bi̇r sır gi̇bi̇ vi̇cdanımda taşıyarak yavaş yavaş bütün bi̇r topluma uygulatmak zorundaydım.”
En başından beri̇ sultanların boyunduruğunda bi̇r mi̇lleti̇n haki̇mi̇yeti̇ne el konduğunu düşünüyordu. 23 ni̇san 1920'de mi̇llet mecli̇si̇ni̇ açtı ve mi̇lleti̇n üzeri̇nde hi̇çbi̇r güç ve kuvvet olmadığını kayda geçi̇rdi̇!
İlk anayasada da "Egemenli̇k kayıtsız şartsız mi̇lleti̇ndi̇r" sözünü i̇lk maddeye koydu.
Aradan bi̇r asır geçti̇ ve sözüm ona bi̇r referandumla mecli̇s kuklalaştı ve tek adam reji̇mi̇ne geçi̇ldi̇!
Bugün 23 ni̇sanı kutlamanın tek yolu mi̇lleti̇n mecli̇si̇ni̇ yeni̇den kurmak, mecli̇si̇ parti̇ baronlarının deği̇l mi̇lleti̇n doğrudan seçeceği̇ veki̇llerle doldurmanın yolunu bulmaktır. Aksi̇ halde daha uzun yıllar mi̇lleti̇n egemenli̇ği̇ hayal olarak kalacaktır. 23 Ni̇san Ulusal egemenli̇k Bayramımız kutlu olsun! Çocuk mecli̇si̇mi̇zi̇n kuruluşunu gururla anıyor, çocuklarımıza en güzel yarınları di̇li̇yoruz…
Youtube : https://youtu.be/I0X0QrHLgLo

Apr 22, 202302:20
SEÇİM SÜRECİNDEKİ TEHLİKELER, Propaganda Savaşları, Savaştan Beslenen Batı Emperyalizmi

SEÇİM SÜRECİNDEKİ TEHLİKELER, Propaganda Savaşları, Savaştan Beslenen Batı Emperyalizmi

📌Seçim Sürecindeki Tehlikeler ve Türkiye

📌Savaştan Beslenen Batı Emperyalizmi

📌Son Davos toplantısında ne oldu?

📌Propaganda ve Paylaşım Savaşları

📌Almanya'da Aşı Tartışmaları

1 Şubat'ta Sınırsız Tv'de Mahir Esen'in konuğuydum.

Youtube'dan İzleyebilirsiniz : https://youtu.be/6RITI95OjuQ

Feb 05, 202355:23
Uğur Mumcu ve Gaffar Okkan ! 8 yıl arayla katledilen iki vatan evladı!

Uğur Mumcu ve Gaffar Okkan ! 8 yıl arayla katledilen iki vatan evladı!

UĞUR MUMCU VE GAFFAR OKKAN! UĞUR MUMCU 30 YIL ÖNCE KATLEDİLDİ! 

Youtube : https://youtu.be/Wt1g-uW80VY

Fai̇li̇ belli̇ aslında tüm ci̇nayetler gi̇bi̇! Uğur Mumcu ci̇nayeti̇ni̇n de fai̇li̇ belli̇! Bu yıl katli̇am üzeri̇nden 30 yıl geçti̇!  Sanık olarak ufak tefek adamları topladılar ama teti̇ğIi çekti̇ren önemli̇. Teti̇ği çekti̇renler yakalanmadı.  Bi̇rçok aydın 90’lı yıllarda katledi̇ldi̇. Gaffar Okkan, Uğur Mumcu Iile 8 yıl arayla aynı gün katledi̇ldi̇. Efsane Di̇yarbakır Emni̇yet Müdürü Gaffar Okkan’ın neden katli̇ vaci̇pti̇? Aslında Mumcu ile benzer sebeplerle teti̇k çeki̇lmi̇şti̇. Gaffar Okkan, Hi̇zbullah'ın çökerti̇lmesi̇nde çok önemli̇ bi̇r rol oynamıştı! PKK ile mücadelede halkı teröre karşı örgütlemesi̇yle di̇kkat çekmi̇şti̇. Tüm Di̇yarbakır halkı ve çevre illerde halk onu bağrına basmıştı. Bu tavır oyunu bozardı. Halk bi̇r araya geli̇yor, etni̇k farklılık kayboluyordu. Ortadan kaldırılmalıydı! Gazeteci̇ Uğur Mumcu’nun da benzer sebeplerle hayatına son veri̇ldi̇!  Küresel çeteleri̇n en önemli̇ fi̇nans kaynağı si̇lah ve uyuşturucu ti̇careti̇di̇r. Belgelerle bunların terörle ili̇şki̇si̇ni̇ ortaya koymuştu. "Kürt-İslam Ayaklanması 1919-1925"  adlı ki̇tabı  ölümünden 2 yıl önce yayınlanmıştı. Ölümünden 4 ay önce Musa Anter ci̇nayeti̇yle ilgi̇li̇ Di̇psi̇z Kuyu adlı bi̇r makale yazmıştı.  "Ortadoğu, terör örgütleri̇ Iile çeşitli̇ isti̇hbarat örgütleri̇ni̇n kanlı ve ki̇rli̇ oyunlar oynadığı karanlık di̇psi̇z bi̇r kuyudur!” di̇yordu . Katli̇nden sadece 2 hafta önce yazdığı Mossad ve Barzani̇ adlı makale fai̇li̇ işaret edi̇yordu! İsrai̇l İsti̇hbaratı Mossad ile Kürt li̇der Barzani̇ arasındaki̇ ili̇şkileri̇ belgelemi̇şti̇. Ayrıca Barzani̇’ni̇n Ameri̇kan İsti̇hbaratı'yla Iili̇şki̇leri̇ni̇ de yazmıştı.  1972'de Cia tarafından “Kürdi̇stan Demokrati̇k Parti̇si̇”ne üç yıl içinde 24 mi̇lyon dolar gönderi̇ldiğini̇ yazmıştı. İran'a veri̇len Sovyet si̇lahları Tahran'daki̇ İsrai̇l Elçili̇ği ve Mossad ajanları  tarafından barzani̇ye veri̇li̇yordu. Uğur Mumcu tüm bu ili̇şki̇leri̇n onlarca yıldır sürdüğünü anlatıyordu. Ve can alıcı soruyu soruyordu:  “Kürtler sömürgeci̇li̇ğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var Cia ve Mossad‘ın kürtler arasında?” di̇yordu!! Yoksa cia ve mossad, anti̇emperyali̇st savaş veri̇yorlar da dünya bu savaşın farkında değil mi̇? di̇ye sormuştu!!!  Uğur Mumcu gerçek gazeteci̇lere işaret feneri̇ oldu.O,vatan için mi̇llet için çalışan, bi̇ri̇leri̇ne el avuç açmayan aydınların kıymeti̇ni̇ önemi̇ni̇ gösterdi̇. Karanlık güçler, di̇psi̇z kuyularda ne yaparlarsa yapsınlar. Gelen aydınlığa engel olamayacaklar! Gaffar Okkan, Uğur Mumcu asla unutulmayacak. Bıraktıkları eserler kadar,  ölümleri̇yle bi̇le bi̇ze ders verdi̇ler. Ruhları şad olsun!

Jan 24, 202304:28
Seçime Giden Türkiye | Batı'nın Eşkıyalık Düzeni Son Bulacak! - Suriye'le İlk Temas | 4 Ocak 2023

Seçime Giden Türkiye | Batı'nın Eşkıyalık Düzeni Son Bulacak! - Suriye'le İlk Temas | 4 Ocak 2023

4 Ocak 2023'teki söyleşimizi dikkatinize sunuyoruz...
Youtube'dan İzleyin :   https://www.youtube.com/watch?v=IoJUwx2PPyY
Seçime Giden Türkiye...  
*"Batı'nın Eşkıyalık Düzeni Son Bulacak!"   
* Türkiye Batı'nın Deli Gömleği'ne Nasıl Girdi?  
*Türkiye Neden Nato'ya katılmıştı?  
*Suriye'le 11 Yıl Sonra İlk Temas!

Jan 08, 202301:12:41
2022'YE VEDA EDERKEN... Cumhuriyetin 100. Yılı hepimize ışık olsun! (31.12.2022)

2022'YE VEDA EDERKEN... Cumhuriyetin 100. Yılı hepimize ışık olsun! (31.12.2022)

2022'YE VEDA EDERKEN... Cumhuriyetin 100. Yılı hepimize ışık olsun! 

Youtube'dan İzleyin : https://youtu.be/kl6eXCV_zis

2023  cumhuriyetin 100. Yılı  ve ne ilginç ki aynı 100 yıl öncesi gibi dünya bir paylaşım savaşının içinden geçiyor.  Aynı 100 yıl öncesi gibi türkiye paylaşım coğrafyasının ortasında yeralıyor..

Ve aynı 100 yıl öncesinde gibi ateşten bir çember içindeyiz. 

Dünya ve Türkiye nereye gidiyor diyen genç kardeşlerime kısa bir özet yaptık... 

*Dünya sadece paylaşım savaşlarında bu ölçüde kutuplaşır. Bugün de bunu yaşıyoruz!

*2022'ye veda ederken Türkiyede  seçim rüzgarları esmektedir.

*Millet iktidar ve muhalefet arasındaki çekişmeyi izleyemeyecek kadar aç biilaçtır. 

*Sağlıklı  beslenmek, barınmak, ısınmak, temizlenmek, eğitim, seyahat, spor, kültürel faaliyetler milletin yüzde 99'u için lükstür. 

*Halkın gündemi işsizlik ve yoksulluktur!

Kendi insanlarımıza, çocuklarımıza, gençlerimize sahip çıkabildiğimiz bir yıl olsun 2023!  

Dünya kaosta küreselleşme iflastadır... Karma ekonomiden bahsedenlere kulak veriniz!    

Hepimize nefes alabileceğimiz bir yıl diliyorum… Cumhuriyetin 100. Yılı hepimize ışık olsun! 2023, aklı ve bilimi öne koyduğumuz bir yıl olsun.

Jan 08, 202312:05
Atatürk, Efsane Bir Örgütleme Dehasıydı ! - 10 Kasım Özel

Atatürk, Efsane Bir Örgütleme Dehasıydı ! - 10 Kasım Özel

Atatürk, Bir Örgütleme Dehasıydı !

Youtube'dan İzleyin: https://youtu.be/l3d6dChOJf8

Atatürk’ün ölümünden sözetmekten nefret ediyorum.. O bizlerde yaşıyor bunu biliyorum. Bugün O’nu anarken onun en büyük ustalığı olan örgütlenme faaliyetlerinden söz edelim istiyorum. Bence o efsanevi bir örgütlenme ağı kurmuştu ve bu dikkatle incelenmesi gereken
konulardan biri. Metin Aydoğan’dan özetleyelim:
"Mustafa Kemal Paşa gizli örgütlenmeyi yaparken üzerinde işgal güçlerinin koyduğu idam cezası vardı .. Buna rağmen her kesime her gruba sızıyordu.. Yabancı elçiliklerde bile adamları vardı. Gizli faaliyetin ustasıydı..Tüm gizli direniş örgütleriyle ilişkisi vardı..."
Milli mücadeledeki örgütlenme Mustafa Kemal Atatürk’ün dehasının en belirgin göstergelerinden biridir ve Türk milletine ders olmalıdır.. Çünkü ölümlerden ölüm beğen
denilen bir millet, bir dehanın önderliğinde sadece 5 yılda örgütlü bir direnişi gerçekleştirmiş ve kurtuluşun kitabını yazmıştır! Er ya da geç ona layık olacağız. Bu bir zaruret. Ruhu şad olsun!

Nov 09, 202206:59
9 EYLÜL İZMİR'İN KURTULUŞU! 100 yıl önce bugün!

9 EYLÜL İZMİR'İN KURTULUŞU! 100 yıl önce bugün!

9 EYLÜL İZMİR'İN KURTULUŞU! 100 yıl önce bugün!


9 Eylül günü Türk tarihinde en özel günlerden biridir. Büyük Taarruz başlamış, hedef konmuştu. Hedef Akdeniz’di. O da İzmir demekti. Bir avuç arpa tayınla savaşan bir millet yedi düvele meydan okumuştu.


Bugünkü cıvık siyaset ve belli bir kesimdeki yılışıklık düşünüldüğünde o dönemin asaleti daha açık ortaya çıkar!


9 eylül 1922 Kurtuluş Savaşı'na son noktanın konulduğu gündür… 9 Eylül asla unutulmamalıdır!


Youtube'dan İzleyin:  https://youtu.be/EXU0oegeir8

Sep 08, 202205:04
Emperyalizm,Taşeron Devlet: Yunanistan ve Türksüz Dünya Düşleri! | 15.06.2022 - Sınırsız Tv

Emperyalizm,Taşeron Devlet: Yunanistan ve Türksüz Dünya Düşleri! | 15.06.2022 - Sınırsız Tv

Emperyalizm,Taşeron Devlet: Yunanistan ve Türksüz Dünya Düşleri! | Banu AVAR

Youtube'dan İzleyin : https://youtu.be/9RHKHYqMxiw

Dün(15 Haziran 2022) Sınırsız Tv'de Mahir Esen'in canlı yayın konuğuydum. Konumuz Türk-Yunan ilişkilerinde Mafya devletlerin rolüydü. Bugün bir Amerikan üssüne dönüşen Yunanistan'ın nasıl bugünlere geldiğini, Atatürk dönemindeki Türk-Yunan ilişkilerini, Yunanistan'ın neden yıllardır bir taşeron devlet olmaktan kurtulamadığını konuştuk.

Jun 16, 202255:48
#86 - Üretilmiş Sahte Muhalefet!
May 13, 202208:02
Rusya-Ukrayna Savaşı'nın Sonuçları Ne Olacak? Ukrayna ve Yeni Dünya Düzeni | Banu AVAR - 14.04.2022

Rusya-Ukrayna Savaşı'nın Sonuçları Ne Olacak? Ukrayna ve Yeni Dünya Düzeni | Banu AVAR - 14.04.2022

Rusya-Ukrayna Savaşı'nın son durumunu, Nato'dan gelen tehditleri , çok kutuplu dünyaya doğru giderken Türkiye'nin Çin'in Avrasya'nın konumundan , Rusya'nın Novorusya Planı'ndan bahsettik.   

**Yayının Videosu: https://youtu.be/NXNCGXUNVP8

Apr 17, 202223:02
#85 - Annem Gülten Avar... Onu kaybedeli 3 yıl oldu...

#85 - Annem Gülten Avar... Onu kaybedeli 3 yıl oldu...

22 Mart 2019  ... Bugün annemi kaybedeli 3 yıl oldu.

Yokluğuna alışılır denir ama ben gittiğine bile inanamıyorum.

Gülten Avar çok özel bir ruhtu. Her yaştan birçok kişi buna tanık oldu.

Beni tanıyanlar bilir, aileme, dostlara ve tanıdıklara günce tutmalarını, hatırat yazmalarını

söylerim. Anneme de yıllarca anılarını yazması için ısrar etmiştim. Bir gün çekmecesinden bir

defter çıkarttı. Yazmıştı… Öylesine duru bir anlatımdı ki başlayınca bırakamadım. 1930

doğumluydu, bir cumhuriyet kadınıydı. Zor yılların tanığıydı.

Umarım her birimiz ailesinden anılar biriktirir ve cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana sıradan

insanların yaşadıklarını kayda geçirirler. Bu cefakâr, fedakâr insanlara olan borcumuzu ancak

anılarını canlı tutarak ödeyebilir, ruhlarını şad ederiz. Nur içinde yatsınlar.

Yaşam öyküsünü yazdığı defterden bir bölümü okudum sizlere... İyi seyirler...


Youtube'dan izleyin: https://youtu.be/Gp6L84HE33c

Mar 21, 202204:52
#84 - Çanakkale Zaferi!

#84 - Çanakkale Zaferi!

18 MART VE MİLLİ RUH ! ÇANAKKALE ZAFERİ!

Youtube'dan izleyin: https://youtu.be/wIzBkOb7870

İlk paylaşım savaşı… 1914 Kasım ayında Çanakkale’ye dayanmış İngiliz Fransız donanması…

Osmanlı Almanya’yla aynı kanatta… Alman komutanlar Osmanlı ordusunda.

Çanakkale cephesi komutanı Alman Liman Von Sanders Paşa!

18 Mart’ta 16 gemilik düşman filosu Boğaz’da ilerlemeye başlıyor. Küçücük bir mayın gemisinin marifetiyle döşenen mayınlara çarpan üç düşman gemisi batıyor. Top ateşi ile üç gemi  daha haklanıyor. Ve düşman çekiliyor. Tüm bunlar 7-8 saat içinde oluyor. 

Çanakkale geçilemiyor!

20 Ocak 1915’te 19.Tümen Komutanlığına atanmıştır. Ve Çanakkale Kara savaşlarında Türkiye’nin kaderi değişmiştir!

Osmanlı Ordusunun komutası Alman bir ‘Paşa’da… Müttefik Almanya’nın planı çok  başka!

Neydi Almanya’nın planı? Yarım milyonluk düşman kuvvetleri Çanakkale’de oyalanacak, Almanya böylece  zaman kazanacaktı. İşte bu nedenle Osmanlı Ordusuna komuta eden Alman komutanlar, düşmanı Çanakkale kıyılarında ya da denizde tasfiye etmektense karaya çeken planlar yapmışlardı. Yarbay Mustafa Kemal Paşa ‘Arıburnu Raporu’nda;  Alman komutanın sahilin müdafaası fikrine olumlu bakmadığını yazmıştı.

Karada savaşma  kararı Osmanlı kurmaylarının değil, Berlin’in kararıydı. Türkiye’deki Alman ‘müttefiklerin’ görevi Türkiye’yi derhal savaşa sokmak ve Türk cephelerine olabildiğince çok İngiliz ve Rus kuvveti çekmekti… 

Atatürk 1918’de “Benim Kanaatime göre düşman, çıkarma girişiminde bulunursa iki noktadan çıkardı. Biri Seddülbahir ve Kabatepe”

Yapacağı iş kafasında netti: Düşmanı karaya çıkartmadan, bu, sahil bölgeleri savunulacaktı…

(...)

İsmet Görgülü Çanakkale kitabında diyor ki: ‘Kıyı savunması yapılsaydı İngiliz ve Fransızlar karaya çıkamazlardı. Karaya çıkamayınca Çanakkale cephesi açılmazdı. 500 bin İngiliz, Fransız askeri buraya bağlanamazdı… Dolayısıyla Alman niyeti gerçekleşemezdi. Ve Çanakkale ilk günde biterdi!’

Bitmedi… 57 bin şehidin sebebi YABANCI komutanların savaş düzeneğiydi! Bir devlet kendi savunmasını Batılı komutanlara teslim ederse bu kaçınılmazdı. Bugün de tam da bu nedenle NATO gibi bir örgütün içinde yer alarak kendimizi koruyacağımızı zannedenler büyük yanılgı içindeler…

(...)

Devamını videodan dinleyin...

Mar 18, 202203:60
#83 - İstanbul'un İşgali! (16 Mart 1920)

#83 - İstanbul'un İşgali! (16 Mart 1920)

İSTANBUL'UN İŞGALİ! 102 YIL ÖNCE İSTANBUL İŞGAL EDİLDİ!

Youtube'dan izleyin: https://youtu.be/XVO1DcgmkyI

102 yıl önce , 16 Mart 1920'de sabaha karşı İngiliz Fransız, İtalyan ve Yunanlı deniz piyadeleri, İstanbul'u işgale başladılar. Harbiye ve Bahriye Nazırlıkları başta olmak üzere tüm hükümet binaları, telgraf merkezleri, Türk Ocağı Binası, karakol ve kışlalar, silah depoları ele geçirildi. Şehzadebaşı Karakolunda 6 er şehit edildi, 15'i yaralandı. İstanbul ve çevresinde sıkıyönetim ilan edildi. Gazeteler yasaklandı. Beykoz'da çeteci diye 27 taş ocağı işçisi öldürüldü. Direnişçi örgütlere üye olma ya da yardım etmeye ölüm cezası getirildi. Yalnızca Türkler'i yargılayacak özel askeri mahkemeler kuruldu. İngiliz birlikleri 16 Mart akşamı Meclis'i sardılar. Hüseyin Rauf ve Kara Vasıf Bey ve 85 milletvekili tutuklandı! 11 Nisan 1920'de Osmanlı Meclisi kapandı.

Bugün de gerek İslam’ı gerek Sol’u gerekse Türkçülüğü KULLANARAK batıyla el ele bu vatana ihanet edenler vardır. Bir işgal olsa mutluluk çığlıkları atacak olanlar vardır. Dışarıya ruhunu satmış devlet yöneticileri vardır.

Onlara Sait Molla gibilerin sonunu hatırlatmak isteriz…

İngiliz Muhibi Sait Molla ve diğer işbirlikçiler Paris’te, Roma’da Atina’da, Kahire’de dolanmışlar, batılı devletler adına ajanlık faaliyeti yapmışlar, vatansız ve şerefsiz olarak tarihin derinliklerinde yok olmuşlardır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘naçiz bedeni’ 83 yıl önce toprak olmuştur ama düşünceleri en taze şekilde bizlere yol göstermektedir.

O bizde yaşamaktadır ve bizimledir!

‘Siz ölürseniz biz n’aparız?’ diyen köylüye ‘Atatürk sensin!’ demiştir.

Dinleyin...

Mar 16, 202204:44
#82 - 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü ve Bizim Kadınlarımız!

#82 - 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü ve Bizim Kadınlarımız!

8 Mart Emekçi Kadınlar Günü ve Bizim Kadınlarımız! 

Youtube'dan İzleyin : https://youtu.be/92gWjfg2Nv0

‘Dünya’ kadınlar Günü.. İlan eden Birleşmiş Milletler. Yani Irak’ta, Afganistan’da, Libya’da, Yemen’de yüzbinlerce kadının katledilmesine sessiz kalan yapı…

ABD güdümündeki bu yapı, Dünya Kadınlar Günü’nü, 1857’de bir fabrikada yanarak ölen Amerikalı işçi kadınların anısından çalmıştı.

Bu topraklar Batının aksine komutan kadınların yaşadığı topraklardır. Tomrislerin yaşadığı topraklardır.

Devlet yöneten kadınların tarihe ad yazdırdığı topraklardır. 

Bugünün sınıfsal yönü yok edilmiştir. Gününüz kutlu olsun emekçi kadınlar!


Mar 07, 202204:40
#81 - Ukrayna Krizi ve Atatürkçü Bakış

#81 - Ukrayna Krizi ve Atatürkçü Bakış

UKRAYNA KRİZİ VE ATATÜRKÇÜ BAKIŞ 

Youtube'dan İzleyin: https://youtu.be/axL0uTHilOE

“Dış politikaya nasıl bakıyorsunuz?”diye soruyorsunuz. Ben tüm gelişmelere ‘Türkçe’ bakıyorum. Türkiye’den bakıyorum. Türkiye çıkarlarına hangi adımlar, hangi stratejiler uygun, hangileri uygun değil bunu yazıp çiziyorum. Benim için şu kesin bilgidir: 

“Türkiye Atatürk’ün vefatı sonrası kendi çıkarlarını koruyamamıştır!” 

Dış politikada Türkiye çıkarları aleyhine birçok adım atılmıştır. Atatürkçüyüm diyenler Atatürk’ün en önemli dış politika adımlarını

unutmuşlardır. Atatürk’ün dış politikasını yasladığı 3 ayak vardır. Balkanlar’da nüfus sahibi olmak böylece Batı’ya mesafe koymak, bu çerçevede ‘Balkan Paktı’ imzalanmıştır. Doğu’da İran’la, Irak’la,

Afganistan’la dostluk ve iş birliği anlaşması ‘Sadabad’ imzalanmıştır ve en önemlisi Sovyetler Birliği ile ‘Dostluk Anlaşması’ Atatürk’ün en önemsediği anlaşmadır. Bu sayede Türkiye sırtını sağlama almıştır.

Bugün NATO’ya bağlılık yemini eden sözüm ona Atatürkçüler şu sözleri hatırlıyorlar mı? Bakın okuyorum:

“Türk ve Rus halklarının yakınlaşmasının temelinde, kapitalist düzenin kurucusu olan, Batı emperyalizmine karşı yürüttüğümüz mücadele vardır.” Atatürk’ün sözlerini okuyorum.

Moskova anlaşmasında, tarihi ve Türkiye’nin yerini sımsıkı belirleyen ifadeler görüyoruz. Ne diyor: İki ülkenin “Emperyalizme karşı mücadelede” dayanışma içinde olacağı söyleniyor.

“Bir devletin karşılaşacağı zorluğun diğerini de ilgilendireceği” ifadesine yer veriliyor ve

“Her iki milletin karşılıklı çıkarlarının” sürekli olarak gözetileceği açıklanıyor!

Anlaşmada “Taraflardan biri, diğerinin tanımadığı uluslararası bir anlaşmayı tanımayacak!” deniyor. Ardından Sovyet hükümeti, “Ankara’nın misak-ı milli sınırlarını, Türkiye olarak kabul ettiğini ve Sevr’i tanımadığını!” açıklıyor. Atatürk’ün dış politikasında 1922’den 38’e kadar on beş yıl boyunca Mustafa Kemal Atatürk Sovyetlerle dostluktan söz etmeyi gelenek

haline getiriyor.

Celal Bayar’a söylediği sözlerin tam tersi hayata geçirilmiştir. O sözler şöyleydi: “Sovyetler

Birliği’ne karşı, asla bir saldırı politikası gütmeyeceksiniz. Doğrudan ya da dolaylı, Sovyetlere yönetilmiş herhangi bir oluşuma girmeyecek, böyle bir anlaşmaya imza koymayacaksınız! Türkiye tarafsız kalmalıdır, bir ittifak içine girmemelidir.”

Ama ölümünden 10 yıl sonra Türkiye her türlü pisliğin döndüğü Atlantik örgütlerine balıklama dalmıştır. Daha doğrusu o örgütler tarafından ‘oltadaki balık’ yapılmıştır!

Bugün Ukrayna meselesinde yapılan konuşmalar nafile konuşmalardır.

Banu AVAR , 23 Şubat 2022

Feb 23, 202203:24
#80 - Ukrayna Krizi'ne Nato Kafasıyla Bakanlar!

#80 - Ukrayna Krizi'ne Nato Kafasıyla Bakanlar!

UKRAYNA KRİZİNE NATO KAFASIYLA BAKANLAR!

Youtube'dan İzleyin: https://youtu.be/U_Ud1SYA_sc

Ortalık Batı gözlükleri̇yle Ukrayna meselesi̇ni̇ değerlendi̇renlerden geçIilmi̇yor.  Türki̇ye çıkarlarını düşünen beyni̇ bulanmamış herkes şu gerçeği görür:

Rusya çevreleniyor. Bu Türkiye'nin de çevrelenmesi demektir. Rusya'nın batı sınırlarının tümünde füze kalkanları, Nato ve Ameri̇kan üsleri̇ var.

Rusya son NATO toplantısında bu durumdan rahatsızlığını di̇le geti̇rdi̇ ve istekleri̇ni̇ sıraladı. Yazılı garanti̇ İstedi̇. Ukrayna'ya büyük bi̇r si̇lah sevki̇yati var ve bu beni̇ tehdi̇t edi̇yor, dedi̇. 'Beni̇m için hayati̇ önemde olan Karadeni̇z'i̇n NATO deni̇zi̇ olmasına izi̇n vermeyeceğIim, dedi̇. Çin'le olan strateji̇k işbi̇rli̇ğİni̇n altını çizdi̇.

'Beni̇ tehdi̇t etti̇ğini̇z zaman seyretmekle kalmam, cevap veri̇ri̇ri̇m, Gürci̇stan ve Kırım'da bunu yaptım!', dedi̇.

Bi̇zdeki̇ Nato ve Atlanti̇k aşıkları cellatlarına aşık olduklarını 15 Temmuzda bile anlayamadılar!

1992'de Nato tatbi̇katında Muavenet gemi̇mi̇zin Ameri̇kan füzeleri̇yle vurulmasından bi̇le ders çıkaramadılar.

Kıbrıs Barış Harekatı'nda Atlanti̇kçileri̇n uyguladığı si̇lah ambargosu bi̇le aklımızı başımıza geti̇rmedi̇. Ameri̇ka ve Nato, Pkk'ya yüzlerce tır si̇lah gönderdi̇. Türki̇ye yine bi̇r şey demedi̇. 1949’da kurulan Nato, Avrasya'ya karşı güç konuşlandırmak için kurulmuştu.

Tek taraflı bakışlar Türki̇ye'ni̇n aleyhi̇ne sonuçlara yol açar, bunu unutmayalım. Devamını videodan dinleyebilirsiniz...

Feb 22, 202203:57
#79 - NATO’da 70 Yılımız Geçti!

#79 - NATO’da 70 Yılımız Geçti!

NATO’da 70 Yılımız Geçti!

Youtube'dan İzleyin:  https://youtu.be/oBCB0bGaKe0

Türkiye Kuzey Atlantik Anlaşması örgütü yani kısa adıyla NATO’ya 1952 yılının Şubat ayında kabul edildi. NATO güya bir savunma örgütü olarak kuruldu. Ama güya (!).

Türkiye bugün olduğu gibi iki dünya arasında sınır ülkelerden biridir. Sovyet’lerin komşusuydu ama Amerika’yı temsil eden Amerika’nın ve Batı çıkarlarının koruyucusu askeri bir örgütün içine girmiştir. Üstelik bu örgüt Türkiye’yi her daim düşman bellemiştir.

Amerika NATO'yu kullanarak Türkiye'ye yerleşmiştir!

NATO uluslararası bankerlerin, silah baronlarının, petrol krallarının çıkarları doğrultusunda güç göstermekteydi. Kurulduğu 1949 yılından itibaren gizli örgütler kurdu, örtülü operasyonlar yaptı. 1991’e kadar güya komünizme karşı dünyayı korudu. 1990’da Sovyetler ve Doğu Bloku tarihe karıştı. Varşova Paktı dağıldı. NATO hemen yeni düşmanlar buldu; ‘yeni strateji’sini 1991’de açıklamıştı. Komünizm bitti ama tehditler sürüyor demişti: Yani Amerika’nın sevmediği her ülke tehditti. Kendi denetiminde olmayan ülkeler tehditti… Kısacası NATO Amerika demekti. Amerika’nın yanında ya da ona karşı devletler vardı ve NATO Amerika’nın karşıtı olanlara haddini bildirirdi.

Bu coğrafyayı birbirine katmaya çalışan, ülkelerde darbeler düzenleyen, ülkeleri silahlarla çevreleyen, savaş baronlarının yönettiği bir sistem içindeyiz. Başını Amerika’nın çektiği bir karanlık düzenek bu! NATO da onların oyuncağı, birleşmiş milletler de… “Uluslararası Camia” diye bir laf uydurmuşlar. Libya’da, Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da, Yemen’de, Filistin’de o camianın yediği haltlar ortada!



Devamı için videoyu izleyin ...

Feb 17, 202207:03
#78 - Eşref Bitlis Komutan!

#78 - Eşref Bitlis Komutan!

Eşref Bitlis Komutan!

Youtube'dan İzleyin : https://youtu.be/j4Gi3Hwmlow

Eşref Bitlis Komutan 29 yıl önce katledildi. 1993’ün bir şubat günüydü, Uğur Mumcu

cinayetini Eşref Bitlis’in uçağının düşürülmesi takip etti. Sebebi gayet açıktı. Her ikisi de çekiç

güç denilen Amerikan kolposunun ‘ne olduğunu’, ‘neye evrileceğini’ çok önceden görmüştü.

Çekiç güç adı verilen operasyonun amacı kukla Kürdistan ya da 2. İsrail’in kurulmasıydı! Eşref

Bitlis bu yüzden katledildi. Aile dostumuzdu. Eşi annemin en sevdiklerindendi… Kıbrıs’da

görev yaparken annem sık sık ziyaretlerine gitmişti.

Katlinden bir yıl evvel Turgut Özal’a yazdığı mektupta: “Çekiç Güç PKK ile hareket ediyor!”

demişti… Aynen bugün olduğu gibi Amerikan askerleri Irak’a yerleşir yerleşmez PKK’yı en

yakın müttefikleri ilan etmişlerdi.

Eşref Bitlis, kukla Kürdistan devleti kurulması sürecini deşifre etmişti ayrıca özel kuvvetler

içindeki işbirlikçilerin isim isim bilen bir komutandı. Yani ortadan kaldırılmalıydı!

Hatırlayın 1991’deki körfez savaşı, İncirlik’e Çekiç Güç’ün yerleşmesiyle sonuçlanmıştır. İsrail

istihbaratı, CIA ve bunların maşaları PKK, Barzani ve ilintili ‘iş’ adamları ve siyasiler bir dizi

katliama imza atmışlardır.

Çekiç Güç’e karşı çıkan asker, sivil, aydın birçok kişi faili meçhul cinayetlerle yok edilmiştir.

Güneydoğuda Jandarma Bölge Asayiş Komutanları Hulusi Sayın, İsmail Selen Çekiç Güç’e karşı

çıkan iki korgeneraldir. Eşref Bitlis gibi onlar da öldürülmüşlerdir. Cem Ersever ve Mustafa

Deniz ve Tuğgeneral Bahtiyar Aydın da katledilmiştir. Ortak özellikleri; Çekiç Güç’e karşı

olmaları ve emperyalist hedefi açıklamış olmalarıdır.

Kanları yerde kalmayacaktır!

Tarih laboratuarı bize gösteriyor ki tek dünya devleri baş aşağı gelmektedir. Dünyanın gidişi

farklı yöndedir.


Feb 16, 202202:54
#77 - Sevgililer Günü ve İşgal Altında Golan Tepeleri!

#77 - Sevgililer Günü ve İşgal Altında Golan Tepeleri!

Sevgililer Günü ve İşgal Altında Golan Tepeleri! | Banu AVAR

Youtube'dan İzleyin : https://youtu.be/jxWzRgXDkJ0

Hani şu sevgililer günü çılgınlığı var ya ... Ben de 14 Şubat'ın bana hatırlattıklarını paylaştım sizlerle. 1982'den beri İsrail işgali altında olan Golan Tepeleri'nde insanlar, her 14 Şubat'ta iki tepe arasında hoparlörle birbirleriyle konuşmaya çalışırlar. Bu insanlık ayıbı 40 senedir sürmekte! 2005'te o tepelerdeydik. Bu insanlık ayıbını görüntülemiştik...

Belgeseli izlemek isteyenlere:

Suriye- Golan İşgal Altında(2005) : https://youtu.be/XloaqbJH9N4

Feb 13, 202208:16
#76 - KIBRIS KAHRAMANLARI : Bereketçiler ve Mukavemetçiler

#76 - KIBRIS KAHRAMANLARI : Bereketçiler ve Mukavemetçiler

KIBRIS KAHRAMANLARI : Bereketçiler ve Mukavemetçiler

Youtube'dan İzleyin: https://youtu.be/NYEVNiLWvdE

13 Şubat Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin kuruluşunun 47. yıldönümü. 

Ne badirelerden geçti Kıbrıs! Ve ‘Kıbrıslı Türkler nasıl bir direnişin kahramanıdır’ genç kardeşlerimle bir kez daha paylaşmak isterim. 

Kıbrıs Türklerine bir cumhuriyet armağan eden bereketçilerin ve

mukavemetçilerin lideriydi Rauf Denktaş. Onlar kimler miydi?

Anlatalım…

Ada İngiliz sömürgesiydi. İngiliz baskısı ve kanlı operasyonları halkı inletiyordu. Önce Rumlar silahlandı. 1955’de ada halkı ayaklandı ve İngilizler geleneksel İngiliz anahtarını devreye soktu.

Neydi o?

Böl ve yönet!

O güne kadar sorunsuz yaşayan iki halk düşman edildi.

Türklerde ‘taksim’, Rumlarda ‘enosis’ düşüncesi yerleşti!

Yunanistan Kıbrıs’a tanklar toplar yığdı. Köylerde kıyım başladı… 

Türkler köylerden göç etmeye zorlandı. Ada her gün ölümlere sahne oldu. İşte bereketçiler böyle bir ortamda doğdu! ‘Bereketçi’ Vehbi Mahmutoğlu’yla bir Kıbrıs seyahatimde tanıştım. Köylerini nöbetleşe beklemeye başlamışlardı. Koca köyde tek bir tabanca bir de av tüfeği vardı. Rum askeri enselerindeydi. Silah lazımdı, getirmek kolay değildi.

Hiç unutmuyorum şöyle demişti:

“İngiliz bizi yakalasa idam edilirdik. Rum yakalasa kurşuna dizerdi.”

1958 Ağustos’unda “Türk Mukavemet Teşkilatı” kuruldu. Dr. Fazıl Küçük ile birlikte Rauf Denktaş teşkilatın başındaydı.

Silah lazımdı, kayık lazımdı, silah sevkiyatı için Türkiye kıyılarına ulaşmak şarttı. Küçücük sandallarla 24 saatte Türk kıyılarına ulaşmışlardı. Anamur, Tarsus, Taşucu’ndan bereket yani ‘silah’ bulup geri dönüyorlardı.

Türkiye kıyılarına vardıklarında da her şey kolayca hallolmuyordu. Yakalanıp soruşturmaya alınıyorlar, kim olduklarını ispatlamak için günlerce uğraşıyorlardı. Geri dönerken İngiliz sahil botlarına yakalanmamak için motoru durdurup saatlerce kürek çekerek kutsal emanetlerini çanak denilen evlere ulaştırıyorlardı.

Eski tüfek Kıbrıslılar bereketçiliği bana şöyle anlatmışlardı:

“Getirdiğimiz silahlar gömülürdü. Onlar bereketti! Getirene de “bereketçi” denirdi.” Anlattığı ikinci bir kurtuluş savaşı destanıydı.

Banu AVAR 

Feb 12, 202203:00
#75 - Gazetecilik Merkezleri Kimin Kontrolünde?

#75 - Gazetecilik Merkezleri Kimin Kontrolünde?

Youtube'dan izleyin:https://youtu.be/NDnazd7iFx8

Dikkatinizi çekmiştir özellikle Batı’da gazetecilerin çoğu sanki aynı fabrikadan çıkmış gibidir. Ana akım medyada haberler birbirinin benzeridir. Çünkü aynı orkestra tarafından yönetilirler ve aynı merkezlerde eğitilirler . Ben İngiltere’de City University Gazetecilik bölümünde okudum ve bu benzerlik ilk o zaman dikkatimi çekmişti. Özellikle 2 merkez gazeteciler için referans niteliğindeydi .

Bu merkezlerden biri Avrupa Gazetecilik Merkezi . Bu örgüt gazetecileri eğitiyor, eğitim kitapları yayınlıyor, her ülkeden gazetecilerle proje çalışmaları yapıyor , sponsor oluyor vs

Diğeri tüm gazetecilere referans gösterilen bir haber sitesi ve medya örgütlenmesi. Adı Project Syndicate: proje sendikası. 150 ülkede 500 medya kuruluşu ağıyla ilişkide olan bir etki ajanı. Sitede amacını medya özgürlüğünün desteklenmesi için çalışır cümlesiyle açıklıyor. Devamında da şöyle diyor: “Küresel görüşlere erişimin artması için çalışır.” Web sayfasında yazar listesinde Kemal Derviş’ten tutun da Dış İlişkiler Konseyi(CFR) Başkanı Richard Haas’a ; açık toplumcu George Soros’a, Avrupa Birliği memurlarından Joschka Fisher’den eski Japon başbakanı Shinzo Abe’ye kadar birçok küresel ismi görebilirsiniz. Onların küresel yazılarına erişen küresel gazeteciler, küresel haberler yapmayı öğrenmekteler!!  Bir de ombudsmanlık örgütlenmesi var. Birileri İsveç’in medya ombudsmanı Caspar Opitz’le konuşmuş. Röportajı okurken epey güldüm. Ombudsman’a sorulmuş: “Bu çalışmalarınızda bağımsızlığınızı ve tarafsızlığınızı nasıl koruyorsunuz? diye ... Cevap vermiş “Dört basın kuruluşu ve dört yayın şirketi tarafından finanse ediliyoruz” demiş. Bunlar : İsveç Gazeteciler Birliği, Ulusal Basın Kulübü, İsveç Radyosu (sr), İsveç televizyonu vesaire sıralamış. Biliyorsunuz Trt’den atılmamda rol almış olan büyükelçilerden biri de İsveç’inkiydi ve İsveç televizyon müdürü, İsveç tarihi ile ilgili sorumu beğenmediği için görüşmemi sonlandırmış ve hakkımda şikayette Bulunmuştu. İşte bu adamlar Ombudsmanlar olarak basın özgürlüğü havariliği yapanlar. İyi akşamlar!

Feb 07, 202203:10
#74 - Rusya VE Çin'in Gövde Gösterisi...

#74 - Rusya VE Çin'in Gövde Gösterisi...

RUSYA VE ÇİN'İN GÖVDE GÖSTERİSİ...

Youtube kanalımızdan izleyin:  https://youtu.be/26YUrZRY96U

Batı Dünyasının Uygurlara zulüm nedeniyle boykot ettiği Pekin Olimpiyatları başladı.. Ve açılış, çok önemli bir gövde gösterisine sahne oldu. Putin 2 yıl sonra Çin Devlet Başkanı Şi ile karşı karşıya geldi. Tarihe geçecek ortak bir bildiri imzalandı ve ortak bir çağrı yapıldı. Önce ortak çağrıyı söyleyelim: Rusya Çin’le beraber her iki ülkeyi de kuşatma hamleleri yapan Amerika ve Nato’ya dur ’ diyor. Rusya ve Çin omuz omuza Amerika’ya karşı ilk kez bu kadar net tavır alıyor. Washington’un füze sistemlerini dünyanın çeşitli bölgelerine konuşlandırma planlarını endişe verici buluyor. Rusya ve Çin devlet başkanları Pekin’de ortak bir bildiri imzaladılar ve bildiride bugüne kadar çok sık rastlanmayan ifadeler yer aldı. Bildiride “Uluslararası İlişkiler yeni bir döneme giriyor” deniyor. İki ülkenin birlikte büyük bir güç odağı olduğunun altı çiziliyor ve “ahlaki ilkelere ve sorumluluğa bağlı kalma ve çok kutupluluğu teşvik etmek ve adil bir dünya inşa etmek ve birlikte yeni bir tür uluslararası ilişkiler yaratma niyeti” bu ifadeler bildiride yer alıyor… Dünya dolar Baronlarını yerinden hoplatacak bir açıklama da geldi. Putin ve Şi ticaret yaparken ödemelerin Rus veya Çin para birimiyle yapılacağını ve bunun yaygınlaştırılacağını açıkladılar. Bu zirve Batı’ya karşı son zamanların en önemli gövde gösterilerinden biri. Daha fazlasını videodan dinleyebilirsiniz...

Efendim 20 Şubat’ta bitecek olimpiyatlara Türkiye’den katılan 7 sporcumuz var. 6’sı kayak 1’i patende olmak üzere 7 sporcumuz Pekin’de: Özlem Çakıroğlu, Berkin Usta, Fatih Arda İpçioğlu, Özlem Ceren Dursun, Ayşenur Duman, Yusuf Emre Fırat, Furkan Akar’a buradan başarılar diliyoruz.

Feb 04, 202204:18
#73 - Netflix,Disney... Eğlence Platformları Kimin Elinde?

#73 - Netflix,Disney... Eğlence Platformları Kimin Elinde?

Netflix,Disney... Eğlence Platformları Kimin Elinde? | Banu AVAR

Youtube'dan izlemek için : https://youtu.be/4kThd07wtuI

Selamlar, bugün size büyük eğlence platformlarının bir numarasından bahsetmek istiyorum. Silicon Vadisin’de doğan Hollywood’da gelişen bir şirket Netflix. 200 milyona yaklaşan abone sayısına sahip, bu sayıyla dünyada 1. sırada. Netflix ve benzerleri mesela “Disney Plus” gibi platformlar artık televizyonun yerini alıyor. Yapay zekâ izlediklerinize göre izleyeceklerinizi önünüze seriyor.

Netflix’in kurucusu ve CEO’su Reed Hastings, gençliğinde Amerikan hükümeti tarafından Afrika’ya ‘barış gönüllüsü’ olarak gönderiliyor. (Barış gönüllülerini bir başka bölümde anlatacağız.)

Hastings barış gönüllüsü olarak Swaziland’de yerlilere matematik öğretiyor. Memlekete dönüp Stanford Üniversitesine giriyor. “Bilgisayar Bilimleri” bölümünden mezun oluyor. Silikon Vadisi’ne kapağı atıyor.

1997’de DVD dağıtımı yapan bir şirket kuruyor. 10 yılda inanılmaz bir ivme kazanıyor, Bill Gates ile ortak işlere giriyor. Mikrosoft ve Facebook’ta yönetim kurulunda yer alıyor. 2013’den sonra Netflix kendi dizilerini çekmeye başlıyor. İlk yapımlarından biri “House Of Cards!” skandallarla dolu bir dizi… Esrar çeken bir Amerikan başkanı, Beyaz Saray’da cinsel fantaziler vs.

2016’da “Beyaz Baretler” adlı belgesel filmle yine adından söz ettiriyor. Belgeselin ya da propaganda filminin bütçesi Hollywood film bütçelerinin üzerinde! Biliyorsunuz, Beyaz Baretler Suriye’yi kan gölüne çeviren Amerikan ve İngiliz istihbaratının ortak çocuğu. Netflix vasıtasıyla dünyaya iyilik meleği olarak lanse edildi. Netflix dizilerinin en önde gelenleri kartel ve mafya dizileri… Ayrıntıları videodan dinleyebilirsiniz...

Konuya devam edeceğiz…

Jan 29, 202203:29
#72 - Hangi Medya?

#72 - Hangi Medya?

Hangi Medya organına daha çok güvenilir? En çok bu soruyla karşılaşıyorum. Ve genellikle cevabım "Hiçbiri!" şeklinde .Hepsini izleyin, okuyun ; sonra kime ait olduklarını bulun ve sorgulayın. Mesela +90 adlı bir Youtube kanalı var. Sloganı "Tarafsız Gündeme Bağlan" Ortakları Alman Deutche Welle,İngiliz BBC, Fransız F24, Voice of America yani Amerika'nın Sesi... Bu ortaklardan nasıl tarafsız bir haber çıkar , bunu sorgulamalısınız. Dikkat çektiğimiz nokta burası. Bu yayın kuruluşları kendi istihbarat servislerinin istekleri doğrultusunda yayın yapan kanallardır. Bu kanallar ve bağlı oldukları devlet mekanizmaları benim gibi başka bir ülkenin devlet televizyonunda çalışan birini bile attırmışlardır,gayet iyi biliyorsunuz. Dünya medyası sahipli mecralardır. İstihbarat servislerine bağlıdır. Batı'ya ekonomik ve siyasi olarak bağlı Türkiye gibi ülkelerin medyaları da Batı medyasına, sanat kültür eğlence sanayiine bağımlıdır.

Youtube'dan izleyin: https://youtu.be/aU9oDIH-MNk

Jan 28, 202203:09
#71 - Uğur Mumcu ve Gaffar Okkan!

#71 - Uğur Mumcu ve Gaffar Okkan!

UĞUR MUMCU VE GAFFAR OKKAN!
Öyle bir gün ki 24 Ocak, 8 yıl arayla aynı gün iki vatan evladını şehit verdik. Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın katlinin üzerinden 21 yıl geçti. 1997’de Diyarbakır’a atanmıştı. Hizbullah’ın çökertilmesinde çok önemli bir rol oynamıştı. PKK ile mücadelede halkı teröre karşı örgütlemesiyle dikkat çekmişti. Diyarbakır ve tüm Türkiye hala kaybına ağlıyor. Böyle bir emniyet müdürü az görülmüştü. Çocuk, yaşlı, genç, herkese bir iyiliği dokunmuştu ve bu tavrıyla oyun bozuyordu. Asla unutulmayacak ve mesleğindekilere örnek olacak bir polis müdürüydü. Ruhu şad olsun!
Gazeteci Uğur Mumcu da 8 yıl önce aynı uğursuz günde 24 Ocak'ta katledildi!
20 yaşında gazeteciliğe başlamıştı. 27 yaşında hukuk fakültesinde akademisyenliğe adım attı.
12 Mart Darbesi sonrası tutuklanıp 1 yıl hapis yattı. Askerliğini ‘sakıncalı piyade’ olarak cezalı yaptı.
Uzun bir zaman Cumhuriyet'te “Gözlem” adlı köşesinde yazacaktı. 36 yaşında ilk tiyatro oyunu “Sakıncalı Piyade”yi yazdı. Sonra “Sakıncasız” adlı bir oyun daha yazdı. İşte ben onu o yıllarda tanıdım. Senaryosunu Aytunç Altındal ile birlikte yazıyorlardı. Biz bir grup genç Altındal’ın kurduğu “Havass” yayınlarında çalışıyorduk. 1980 darbesi herkesi ezip geçmişti. Yayınevi kapanmıştı.
Uğur Mumcu kimsenin gözünün yemediği konuları cesaretle incelemişti.
Amerikan, İngiliz ve İsrail istihbarat örgütleri ile Molla Mustafa Barzani ilişkisini Türkiye’de ilk o yazmıştı. Yarım kalan kitabının adı “Kürt Dosyası”ydı. Terör örgütlerinden sürekli tehditler alıyordu. Ölümünden 2 hafta evvel, 7 Ocak 1993 tarihinde Cumhuriyet’te “Mossad ve Barzani” başlıklı yazısı yayınlandı. Bu yazıda, İsrail istihbaratı Mossad’ın Barzani ile ilişkilerini belgelemişti.
O gerçek bir gazeteciydi. Piyasa gazetecisi değildi. O gerçek bir vatanseverdi, ‘miş’ gibi yapanlardan değildi. Batı’nın çok önemsediği konuları masaya yatırdı. O nedenle katledildi!
Şöyle yazmıştı: “Yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın, her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar doğacaktır.” Öngörüsü doğru çıktı. Bugün birbirinden değerli genç gazetecilerimiz var. Daha da olacak.
Ruhu şad olsun!
Youtube: https://youtu.be/n2zGhXXfqYc

Jan 23, 202205:16
#70 - Kazakistan'dan Sonra , Transdinyester Mi Sırada?

#70 - Kazakistan'dan Sonra , Transdinyester Mi Sırada?

KAZAKİSTAN'DAN SONRA TRANSDİNYESTER Mİ SIRADA?

Stratejist Thierry Meysann Amerika Rusya arasında tırmanan gerilime değinen 2 makale yazdı.Sizin için özetlemeye çalışacağım. Meysann,Rusya’yı kışkırtmak ve zayıflatmak için plan proje üreten Amerikan RAND teşkilatının projelerine değiniyor. 

RAND şirketi, 2019 yılında  Rusyaya karşı atılacak adımları bakın nasıl  sıralıyor..

1. Ukrayna silahlandırılacak;  

2. Suriye’de cihatçılara verilen destek arttırılacak;  

3. Belarus’ta rejim değişikliği teşvik edilecek;  

4. Güney Kafkasya’daki gerilimler takip edilecek ;  

5. Orta Asya’daki Rus etkisinin azaltılması için çalışılacak ;  

6. Moldova’nın Transdinyester bölgesindeki Rus varlığıyla mücadele edilecek.


Geçen buluşmamızda altını çizmiştim. Çevrelenen Rusya kadar Türkiyenin de içinde olduğu coğrafya! Transdinyester, Romanya, Moldova, Ukrayna, Rusya kıyıdaşlarımız. O nedenle Washington’un Rusyaya yönelik kuşatmasının Türkiye’ye etkileri iyi anlaşılmalı ve ciddi  tedbirler alınmalıdır.

Devamını videomuzdan dinleyin... İyi seyirler...

Youtube: https://youtu.be/bc4_DrGCVE8

Jan 20, 202208:02
#69 - Restleşme:Rusya-Amerika Son Görüşmeleri

#69 - Restleşme:Rusya-Amerika Son Görüşmeleri

RESTLEŞME : Rusya-Amerika Son Görüşmeleri

Geçtiğimiz hafta Rusya ile Amerika burun burunaydılar. Rusya ile Amerika heyetleri önce Cenevre'de buluştular, ardından NATO ile Rusya Konseyi Brüksel'de bir araya geldiler. Bu görüşmeleri sizi aktaran ana ve yavru medyalar adeta NATO'nun sesi olarak yakalandılar. O nedenle bu konuda konuşmak istedim.
Çünkü dünya bambaşka bir yere gidiyor ve bazıları devekuşu pozisyonunu seviyor.
Hafta boyunca süren toplantıların özeti şu:
Rusya "Güvenlik endişelerimiz var." diyor. "NATO askeri birlikleri sınırlarıma dayandı." diyor ve silahlanmanın durdurulmasını istiyor. Doğu Avrupa'daki NATO üslerinin geri çekilmesini istiyor. Amerika Rusya'nın burnunun dibine gelince bu bizi de ilgilendiriyor.
Nato Ülkesi Yunanistan son aylarda silah yığınına döndü. Dedeağaç'a silahlı birlikler indirildi.
NATO ve Amerika, Suriye'nin kuzeyinde PKK ile içli dışlı, oraya da yüzlerce tır silah gönderildi.
Yani Rusya ile birlkte Türkiye de çevrelenmekte ve Amerika'nın hedefindeler.Bu uzun zamandır böyle! Bu son gelişmeleri kısaca özetlediğimiz bir video çektik.

İyi seyirler...

Youtube kanalımızdan izleyin : https://youtu.be/_SUJm6LBstI

Jan 16, 202207:32
#68 - Yok Olan Hayatlar!

#68 - Yok Olan Hayatlar!

Yok Olan Hayatlar!
Her türlü cemaat, masonik ya da sözümona dinci insan harcama makineleri!!!
Daha ne kadar acı yaşamalıyız ki dur diyebilelim?!


https://youtu.be/NtNGF-cNs1w

Jan 16, 202202:07
#67 - Kazakistan'ın Dünü ve Bugünü! Kazakistan'da Neler Oluyor?

#67 - Kazakistan'ın Dünü ve Bugünü! Kazakistan'da Neler Oluyor?

Bugün, son gelişmeler ışığında Kazakistan'da dünden bugüne yaşananları bir göz atacağız. 

Kazakistan'daki olayların basındaki yansımasını izliyorum. Batı basını "canavar Nazarbayev" rejimini hedefe koyan röportajlar çekiyor. Batıya hayran ayran budalası bizdeki sahte muhalifler de Kazakistan'daki harekete alkış tutuyor. Birileri de Rusya ve Amerika el ele , Kazakistan'ı işgal ediyor gibi bir zırvalığı öne çıkarıyor. Birileri 'Yoksul halk zamları protesto ederken araya kafa uçuran ağır silahlı birileri girdi' diyor. Evet aynen öyle oldu! 

Lpg zamlarına karşı çıkan sıradan vatandaş yokluk ve yoksulluğa karşı yürüdü. 24 saat geçmeden Kazakistan Hükumeti gelmekte olanı fark edip zamları geri çekti ve istifa etti ama oluk oluk kan akmaya başladı ve ağır silahlar ortaya çıkmaya başladı. Olaylar başka bir noktaya evrildi. Dünyanın ve Orta Asya'nın en stratejik noktalarından birinde yaşanan olayları, ara ara geçmişe de dönerek özetlemeye çalıştık... İyi seyirler...

Videonun bağlantısı : https://youtu.be/DyFehMS9KSQ

Jan 10, 202211:15
#66 - 2021'den Kalanlar : Hali Pür Melalimiz ve Dünyadaki Durum

#66 - 2021'den Kalanlar : Hali Pür Melalimiz ve Dünyadaki Durum

2021'e veda ederken, yeni bir yılın eşiğinde geçtiğimiz yıla kısaca bir göz attık. Türk Milleti'nin içinde bulunduğu durumu , Türkiye'yi çevreleyen coğrafyada Avrupa'da Asya'da olan bitenleri özetlemeye çalıştık. Bir gecede dolar kuruyla oynayarak zengin olanlar, işsizlik ve yoksulluğa mahkum edilmeye çalışılan Türk Milleti , Türkiye'nin adasından petrol çalan Yunanistan ve ses çıkarmayan bir iktidar , Batı ülkelerinin kurduğu ittifaklar ve Batı'ya karşı ittifaklar oluşturan Avrasya ülkeleri...


Youtube : https://youtu.be/x_sWaKMbf04

Dec 31, 202111:35
#65 - Hürriyet ve Bağımsızlık benim karakterimdir!

#65 - Hürriyet ve Bağımsızlık benim karakterimdir!

"Mustafa Kemal Atatürk’ü 83 yıl önce kaybettik. Onu andığımız her an düşüncelerini anlamaya, adımlarını takip etmeye çalışsaydık bugün içinde bulunduğumuz durumda olmazdık. (...) O, yabancı sermayesine karşı, tam bağımsız ekonomiyi ve tabii ki sanayileşmeyi ilk hedef yapmıştı. Sonrasında ne oldu? Özgürleştik! Özgürleştikçe ve sözüm ona demokratikleştikçe Batı’ya köleliğe doğru yol aldık. Kapılarımız ardına kadar yabancı sermayeye açıldı. Yabancı sermayeyi teşvik kanunu çıkardık. Petrol kanunu çıkardık, tam bağımsızlığımız için savaştığımız ülkelerle ikili anlaşmalar yaparak boynumuza prangalar taktık! Milli ekonomi dönemi bitti, yarı sömürge dönemi başladı. Attila İlhan sürekli bu konunun altını çizerdi. “Demokratik özgürlükler!” derdi. “Ekonomik bağımsızlık olmazsa hiçbir işe yaramaz!” Ekonomik bağımsızlık ise ‘sanayileşme’ ile olur.  Atatürk’ü politika esnaflarının çamuruna bulanmadan analım bu bir, ikincisi buradan da duyurayım 10 Kasım günü İskenderun Yükseliş Kolejinde öğrencilerle buluşacağım. Bunu sosyal medyada duyurduğumda, belli bir çevre diyelim, galiz yorumlarla cumhuriyete ve Atatürk’e saldırdı. Bu zavallı zevat Gazi paşaya küfrederken onlarca yıllık bir oyunun piyonlarıydı. Kuklacının parmakları ucundaki bu kuklalar ipin ucunda kıvrıla büküle hayatlarını borçlu oldukları atalarına bir süre daha küfür ettirilecekler. Sonra yavaşça tarihin karanlıklarına sinip ortadan kaybolurlar! 10 Kasım 2021'de İskenderun'da buluşmak umuduyla...

Nov 09, 202105:24
#64 - Cumhuriyet Batı’nın Deli Gömleğinde! | 29 Ekim Özel
Oct 28, 202107:22
#63 - Atatürk'ün 26 Ekim Halep Müdafaası!

#63 - Atatürk'ün 26 Ekim Halep Müdafaası!

Banu Avar'la Yorum'un 63.Bölümü : ATATÜRK'ÜN 26 EKİM HALEP MÜDAFAASI  

26 Ekim 1918 Halep Müdafaası, 29 Ekim 1923’ün Tohumlarının Atıldığı Yerdir!  

Mustafa Kemâl Paşa, 1918 Ağustos’unda Filistin’de bulunan 7. Ordu Komutanlığı’na tayin edildi. İlk paylaşım savaşı bitmek üzereydi. Osmanlı İmparatorluğu’nun son demleriydi. Ordu darmadağınıktı ve başında Alman subaylar vardı. 

(...) 

25 Eylül’de Amman düştü, 30 Eylül’de İngilizler Şam’daydı. 1 Ekim’de Fransız ve İngiliz kuvvetleri Beyrut’u da işgal etti. …Ve Yıldırım Orduları 6 Ekim’de Halep’in güneyinde bir araya geldi. Suriye Cephesi Komutanı 7. Ordu Komutanı Mustafa Kemâl’di. 

(...) 

26 Ekim 1918 günü Türk Kuvvetleri’nin geri çekildiğini sanan Arap ve İngilizler, saldırıya geçtiler. Mustafa Kemâl’in aldığı düzenek karşısında şiddetli bir direnişle karşılaştılar, perişan edildiler. İngiliz Süvari Ordusu ve silahlı Arap çeteler darmadağın edildi ve 1. Dünya Savaşı’nın son savaşı ‘Katma Meydan Savaşı’ kazanıldı! Mustafa Kemâl Paşa bu zaferden sonra, “Bir hat tespit ettim ve sınırladım. Kuvvetlerime emir ettim ki; düşman bu hattın ilerisine geçmeyecek.” demişti.  Dediği gibi oldu! 

(...) 

Vatan savunusu için kurulacak müdafaa-i hukuk örgütlenmesinin ilk oluşumu burada başladı! Türklerin kendi toprakları için savaşacaklarını öngörerek bölge halkına silah dağıtmış ve çete harbi için milis kuvvetleri kurulmasını planlamıştı. Kısacası, 26 Ekim 1918 Halep müdafaası, 29 Ekim 1923’ün tohumlarının atıldığı yerdir. Bu unutulmamalı!

Youtube : https://youtu.be/McuwtFfFT1g

Oct 25, 202106:36
#62 - Kurtuluş Savaşı'nda Hainler - 30 Ağustos Özel

#62 - Kurtuluş Savaşı'nda Hainler - 30 Ağustos Özel

‘Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır! Ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır!’

Böyle demişti. Çevresine ve tüm vatana sızmış solucanların O’nun ölümünden sonra hızla faaliyete devam edeceklerini biliyordu. Aynı zamanda bu milletin azmine ve İRADESİNE sonuna kadar inanıyordu.

Bugünküne çok benzer şartların içinden geçmiş, hıyanetin her çeşidiyle yüz yüze gelmişti…

Anadolu fiilen işgal edilirken, aynı zamanda çeşitli ‘cemiyetler’ vasıtasıyla içten çökertme operasyonu da devreye girmişti.

İngiliz Muhipleri Cemiyeti bunlardan biriydi. O yıllarda da İngilizlere muhabbet duyanlar para ve güce “âşık” olanlar İngilizlerle el ele vermişti.

İngiliz Muhiplerini ve diğer Kurtuluş Savaşı'ndaki hainleri anlattık bu bölümde.

Zafer Bayramımız kutlu olsun!

Youtube'da görseller eşliğinde izlemek için : https://youtu.be/udIZ59Nsklg

Aug 30, 202108:20
#61 - Kabotaj Bayramı Özel

#61 - Kabotaj Bayramı Özel

Avrupa’nın en uzun sahil şeridi bizim,toplam 8272 kilometre uzunluğunda bir sahil ! Ama kullanılamayan bir sahil.

Üç tarafı deniz olan ülkemizde Osmanlı İmparatorluğu döneminde denizlerimizde şehir hatları vapurlarından tutun da tüm yük ve yolcu taşıma hakları yabancılara aitti.

Osmanlı devleti, yabancı devletlere KAPİTÜLASYON hakkı vererek tüm taşıma haklarını yabancı bandıralı gemilere devretmişti.

Yani kıyıları, karasuları göl ve akarsularında yürüttüğü tüm denizcilik faaliyetlerini, yani kabotaj hakkını devretmek zorunda kalmıştı.

Türklere deniz ticareti de, yolcu taşımacılığı da, kendi karasularını kullanmak da yasaktı!

Gemiler eski ve küçüktü. Yapılmış liman yoktu. Limanlar ve deniz taşımacılığı büyük oranda yabancı şirketlerin elindeydi.

1923’te önce denizcilikle ilgili yönetim yapılanması gerçekleştirildi.

11 Nisan 1926’da Kabotaj Kanunu kabul edildi.

1 Temmuz 1926’da Kabotaj Hakkı yasalaştı!

1923 yılında, yelkenliler dahil 34 bin ton olan deniz taşıma gücü, 1927’de 130 bin tona çıkarıldı. 1933 ‘de çıkarılan bir yasayla deniz taşımacılığının büyük bölümü ve limanların tümü devletleştirildi.

1937’de Denizbank kuruldu, özel taşımacılığa son verildi.

80 yıl sonra denizlerde Osmanlı Kapitülasyon şartlarına geri dönülmüştür!

Yük ve yolcu taşıması yabancı bandıralı gemilerle yapılmaktadır. Yabancı bayraklı gemilerle taşımacılık özendirilmiş, Türk bayrağıyla işletmecilik zulüm haline getirilmiştir.

Hemen hemen tüm limanlarımız yabancıların eline geçmiştir.

Güney sahillerinde İngiliz, Alman, Fransız şirketlerinin hükmü sürmektedir. Denizbank artık bizim değildir.

Hani 1923‘te İzmir İktisat Kongresinde ticaret erbabı bir manifesto yayınlamışlardı ve şu sözleri etmişlerdi ya “Yabancı sermayeli firmalar, Ermeni ve Rumları kullanarak sahillerimizde çalışıp, kemiklerimizi emerek, paramızı alıyorlar!’’

100 yıl önce böyle demişlerdi. Durum yine o merkezdedir.

Kabotaj Bayramını gerçekten kutlayacağımız günlere diyelim.

Jun 30, 202103:04
#60 - Kim Bu Adamlar? Mafyokrasi Nedir?

#60 - Kim Bu Adamlar? Mafyokrasi Nedir?

Sezgin Baran Korkmaz'dan Sedat Peker'e , Hashim Taci'den PabloEscobar'a yerli ve yabancı orta sınıf mafyatik isimler üzerinden Mafyokrasiyi anlattık.  

Bu sistem organize suç şebekeleriyle el ele yürür. Bakın BM Uluslararası Uyuşturucu ve Suç Ofisi  zaman zaman uyuşturucu trafiği rotalarını açıklıyor.  Ve ne ilginçtir ki, bu rotalar savaş çatışma ayaklanma olan coğrafyalarla  çakışıyor. 1 trilyon dolarlık bir para uyuşturucu bağlantılı olarak dünyayı dolaşıyor. E bununla ilgilenmeyen bir oligark bir para babası bir mafyoz ya da  suç şebekesi olabilir mi ?!   

Kapitalizm mafyokrasinin ta kendisidir. Saygın siyasiler mafyanın derinlikleriyle nefes alır. En lüx hayatları var eden en rezil bağlantılardır.  Ve tüm bunlara son verecek olan azimli ve kararlı halklardır.

https://youtu.be/go7mzLh5JK0

Jun 24, 202110:56
#59 - Amasya Genelgesi 'Kurtuluş'un Şifresiydi

#59 - Amasya Genelgesi 'Kurtuluş'un Şifresiydi

Atatürk dâhice çarelerini sadece yaşadığı gün için değil, çok sonrası için de formüle etmişti. 1920’de durumu söyle saptıyordu: “Batılı devletler, ancak, zayıf ve kararsız hükümetler sayesinde amaçları doğrultusunda ilerleyecekler, zayıf ve kararsız hükümetler, dış baskılara boyun eğerek, iç kuvvetlerin gelişmesini kısıtladıkları gibi, kamuoyunu da devamlı surette korku ve endişe içinde tutarak, resmi ya da gayrı resmi kararların alınmasına engel olacaklardır.” 

Düşman devletlerin özellikle İstanbul’da işbirlikçi zevat vasıtasıyla, yanlış telkinlerle halkın yönlendireceğini, Türkiye’nin içeriden kuşatılacağını ve son aşamada, milli güçlerin geniş çapta tutuklamalara uğrayacağını, susturulacaklarını ve ‘idam hükmü taşıyan barış şartlarının tebliğ edileceğini’ söylemişti.

Ocak 1920’de bugünü tarif ediyordu!  

İşte bu koşullarda halkın örgütlenmesi, makûs talihine karşı “Yeter!” demesi için harekete geçilmişti:  Hareketin ilkeleri, 6 ay önce, Haziran 1919’da Amasya Genelgesi’nde kâğıda dökülmüştü:  

İşte 102 yıl önceden kurtuluşun şifreleri… Durumun doğru tespiti ve çözüm!  

1- Yurdun bütünlüğü, ulusun bağımsızlığı tehlikededir.  

2- İstanbul'daki hükümet, üzerine aldığı sorumluluğun gereklerini yerine getirememektedir. Bu durum ulusumuzu yok olmuş gibi gösteriyor.  

3- Ulusun bağımsızlığını yine ulusun azim ve kararı kurtaracaktır.  

4- Ulusun durumunu ve davranışını göz önünde tutmak ve haklarını dile getirip bütün dünyaya duyurmak için her türlü etkiden ve denetimden kurtulmuş ulusal bir kurulun varlığı çok gereklidir.  

5- Anadolu'nun her yönden en güvenli yeri olan Sivas'ta ulusal bir kongrenin tezelden toplanması kararlaştırılmıştır.  

6- Bunun için bütün illerin her sancağından, halkın güvenini kazanmış üç delegenin olabildiğince çabuk yetişmek üzere hemen yola çıkarılması gerekmektedir.  

7- Herhangi bir kötü durumla karşılaşılabileceği düşünülerek bu iş, ulusal bir sır gibi tutulmalı ve delegeler gereken yerlere kimliklerini gizleyerek gelmelidirler.

Jun 21, 202105:53