Skip to main content
Canca Sesli Kitap

Canca Sesli Kitap

By Canca Şeyler

Bu kanalda yerli ve yabancı yazarlara ait şiir, öykü ve romanları dinleyebilir, bazen de ilgimi çeken konular üzerine gerçekleştirdiğim sohbetlere konuk olabilirsiniz.

Herkese keyifli dinlemeler…

▫️ Youtube: Canca Şeyler (https://www.youtube.com/channel/UCokT5vpQVwaioDfAU2mcHtg)
▫️ Twitter: @_cancaseyler
▫️ Instagram: @cancaseyler

#şiir #seslikitap #sohbet
Available on
Apple Podcasts Logo
Google Podcasts Logo
Pocket Casts Logo
RadioPublic Logo
Spotify Logo
Currently playing episode

Öykü | Usame Yördem- Domates, Mutfak, Annemleşen Dünya ve Şeylerin Ölümü

Canca Sesli KitapJun 04, 2022

00:00
10:55
Öykü | Sait Faik Abasıyanık - Şehri Unutan Adam

Öykü | Sait Faik Abasıyanık - Şehri Unutan Adam

Öykü: Sait Faik Abasıyanık - Şehri Unutan Adam
Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya

"Çoktan beri şehre inmemiştim. O gün insanları sevebilmek arzusuyla otelin kapısını açtığım zaman, karşıma ilk çıkan insan, bir küfeci çocuğu oldu. Kirli, soluk yanaklarına, çıplak ayaklarına merhametle değil, sevgi ile baktım. Zaten otelin kapısından bu niyetle çıkmamış mıydım?"
Mar 10, 202409:07
Öykü | O.Henry - New York'u Nasıl Sevdi?

Öykü | O.Henry - New York'u Nasıl Sevdi?

Öykü | O.Henry - New York'u Nasıl Sevdi?
Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya

"Raggles'in başka birçok özelliğinden başka üstelik bir de şairliği vardı. Serseri diye anılıyordu, ama bu ona düşünür sanatçı, gezgin, doğa bilimci, kâşif demenin dolambaçlı bir biçimiydi. Aslında şairliği bunların hepsinin üstündeydi. Raggles yaşamında tek bir dize yazmış değildir; o şiirlerini yaşardı. Başyapıtını yazmaya girişseydi ortaya iki satırlık saçma bir beyitten başka bir şey koyamayacaktı. Ama biz esas olarak onun şairliği üzerinde duralım, ilerisine gitmeyelim. Raggles kâğıda kaleme başvurmak zorunda kalsaydı kentler üzerine şiirler yazardı. Kadınlar aynadaki yansımalarını, çocuklar kırılan bir bebekten kopan parçaları, yaban hayvanları üzerine yazı yazanlar hayvanat bahçelerindeki kafesleri nasıl gözden geçirirlerse o da kentleri öyle incelerdi. Raggles için bir kent birçok insanı içine alan bir tuğla ve harç yığını değildi. Birçok yaşamı bir araya getiren; kendine özgü bir çeşnisi, kendine özgü duyguları ve benliği, kendine özgü bir ruhu olan, şairane bir varlıktı."
Mar 03, 202416:37
Şiir | Ümit Yaşar Oğuzcan - Dağ Rüzgarı

Şiir | Ümit Yaşar Oğuzcan - Dağ Rüzgarı

Ümit Yaşar Oğuzcan - Dağ Rüzgarı

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya



Keyifli dinlemeler...

Feb 02, 202403:19
Şiir | Ümit Yaşar Oğuzcan - Her Sabah Seninle Başlar

Şiir | Ümit Yaşar Oğuzcan - Her Sabah Seninle Başlar

Şiir: Ümit Yaşar Oğuzcan - Her Sabah Seninle Başlar

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya

Müzik: Can Atilla - Hamamda İlk Gözyaşları


"Önce gözlerin girer odamdan içeri Sonra ellerin, saçların dudakların Bir bir hatırlarım Her sabah senin olan ne varsa Yüzüm aydınlanır Şarkılar söylemek gelir içimden Yakında bir kuş öter Uzaklarda bir tren sesi Sonra kornalar, çocuk ağlamaları Vapur düdükleri Sesler bir uğultu halinde yükselir büyük şehirlerden Ve alışılmış bir yaşamaktır çöker omuzlarıma Sarar benliğimi birden Büyük, devamlı dalgalar halinde duygularım Her sabah seninle başlar Ve ben her sabah Ta içimde bir ağrı gibi yokluğunu duyarım Her sabah Rezil insanlar bekler her köşebaşında beni Yüzleri, yürekleri kadar kirlidir Biri gider, biri gelir Biri gider, biri gelir Yakamda duygusuz iğrenç elleri Ve soğuk gözbebekleri gözlerimde O alışılmış yaşamak ki her sabah İğreti bir elbise gibi durur üzerimde Bir isyandır sarar içimi Her şeyi üzerimden çıkarıp atasım gelir Fakat insanlar, insanlar bırakmaz beni Biri gider, biri gelir Hep aynı ses, aynı şarkı Aynı sağır gökyüzü Dilsiz bir deniz Kör bir düzen Hep aynı kör döğüşü Yalancı yüzler, aptalca bakışlar O iki yüzlü selamlar Hep aynı tempoda geçen manasız bir gün Hep o değişmeyen puslu ikindi üstleri Ve hep aynı yorgun, zoraki akşamlar Ya o geceler satılmış, utanç dolu Büyük avizelerin aydınlattığı sefil yüzlerimiz Renkli kumaşlar, altın kol düğmeleri Kristal kadehlerde kral içkiler O hesaplı dostluklar Satın alınmış sevgiler Ben alışılmış şeyleri sevmem, bilirsin Yaşamaksa dilediğim gibi yaşamalıyım Sevmekse gönlümce sevmeliyim Kendi ellerimle yazmalıyım alın yazımı Ölmekse istediğim anda ölmeliyim ve yaşıyorsam Her şey bambaşka olmalı seninle Alışılmış şeylerden öte Yalanlardan, düzenlerden uzak Yeter, yeter artık Dönmesin o eski plak Her şey gölümüzce olsun Bulsun Dilediği zaman ellerim ellerini Paylaşalım seninle bütün geceleri Sabahları, akşam üzerlerini Görülmemişi görelim, tadılmamışı tadalım Şarkılar söyleyelim kimsenin bilmediği Yüzüm her zaman aydınlık olsun aydınlığında Her zaman sevgiyle gülsün gözlerimin içi Yeter artık, yeter Kırılsın o çemberler Sarsın her yanımızı bir yaşama sevinci Ayrılıklar, kederler, gözyaşları bitsin Bütün bir ömür boyunca Seninle başlayan sabahlarım Seninle sürüp gitsin.

Jan 07, 202404:28
Öykü | Ümit Yaban - Kavaklar

Öykü | Ümit Yaban - Kavaklar

Öykü: Ümit Yaban - Kavaklar (İshak Edebiyat)

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


"Sonra bir anda ismim sokakta çınladı, ben arkamı döndüm annemin koşarak bize yaklaştığını gördüm. Bir yanda Gazi abinin kırbacının sesi diğer yanda annemin sokağı inleten tiz sesi… Annem hem bağırıyor hem de ayakları önden fırlayacakmış gibi duran terlikleriyle bize yaklaşıyordu. Mesafe kısalıyor, yüzündeki anlamsız ifadede belirgin bir hâl almaya başlıyordu. Ama ben yine de annemin yüzünden geçen ifadeleri okumakta zorlanıyordum. Şah damarı nehirdeki balık kadar oynak görünüyordu. "

Jan 07, 202410:04
Öykü | Çilem Dilber - Şam Şeytanı

Öykü | Çilem Dilber - Şam Şeytanı

Öykü: Çilem Dilber - Şam Şeytanı

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


"Kalabalığın ağır hüznünü aşıp salondan geçiyoruz. Üzerimizde onlarca ıslak bakış.  Kerim’le aynı yaşlarda olduğumuzu düşünüp biraz da kızgınlık duyuyor olmalılar. O öldü siz niye hâlâ yaşıyorsunuz? Ne biçim arkadaşsınız siz? Odalarda acılı bir telaş. Yemekler, çaylar, mutfaktan taşan kadın sesleri, ara sıra yükselen yavaş yavaş kısılan ağıtlar. Kapıda ayakkabı çiftleri darmadağın. Hava çoktan kararmış, geçen zamanın farkına varmamışız. Zaman boşlukta bir yerde, ayın karanlık yüzü gibi asılı kalmış. Yetişecek bir yerimiz varmış gibi telaşlı adımlarla geçiyoruz sokağı. Burnumda helva kokusu. Bırak yemeyi daha sittinsene görmek istemiyorum.   Midemde hiç geçmeyecek gibi bir bulantı. “Sen yedin mi helvadan,” diye soruyorum Halil’e. Dünyanın en önemli sorusuna cevap verir gibi adımlarını yavaşlatıp yüzüme bakıyor. Başını sağa sola sallıyor. "






Dec 17, 202319:42
Öykü | Serkan Türk - Yeri Sarsılan

Öykü | Serkan Türk - Yeri Sarsılan

Öykü: Serkan Türk - Yeri Sarsılan

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


"Onu televizyonda gördüğümde şaşırdığımı söyleyemem. Her yerde karşımıza çıkabilecek tipte bir insandı. Kamyonun kasasına çıkmış kavun tartarken, komşu teyzenin odasını boyarken, mahalle arasında top sektirirken gördüğümde nasıl çakılı durduysam yerimde ekranda boy boy fotoğraflarını gördüğümde de öylece kaldım.

Kaybolmuş.

Böyle bir şeye ihtimal vermedim. Karabatak gibi zaman zaman ortalarda gözükmez sonra birden pat diye bakkalla tavla oynarken denk gelirdim ona. Parkta çocukların balonlarını şişirirken yahut ağaçları budarken."

Dec 04, 202307:58
Öykü | Mehmet Ali Kaba - Need A Job Done?

Öykü | Mehmet Ali Kaba - Need A Job Done?

Öykü: Mehmet Ali Kaba - Need A Job Done? (İshak Edebiyat)

Seslendiren: Bakış Kutlu Kurtuluş


"Sahilden eve doğru yürürken gördüm tabelayı. “Need A Job Done?” Neon tabelanın altında kayar bir yazı daha vardı. “Halledemediğiniz bir..."

Nov 26, 202315:29
Öykü | Anıl Çetinel Örselli - Foto... Foto...

Öykü | Anıl Çetinel Örselli - Foto... Foto...

Öykü: Anıl Çetinel Örselli - Foto... Foto... (İshak Edebiyat)

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


"Tabelayı okumak için iyice yanaştım.

Foto Günay.

Gözümü kıstım, baktım olmuyor yakın gözlüğünü çıkardım iç cepten. Taktım. Numarası mı büyümüş nedir. Okumaya gayretlendim.

Fo…to Gü…nay

Elimdeki kâğıtta yazanla tabelayı karşılaştırdım. Doğru!

Kendi el yazım bile yabancı geliyorsa artık bana... Yok, yok, o kadar kocamadım daha! Alelacele not aldıysam zaar. Damatların diz çöktüğü, gelinlerin de tebessüm ettiği o yalancık fotoğraflardan mütevellit camekanın önünde böylesi oyalanınca içeriden çırak fırladı hemen.

“Yardımcı olalım dayı! Vesikalık mı?”


Nov 19, 202308:48
Öykü | İrem Nas - Kızlar Kalpli Şeyleri Sever

Öykü | İrem Nas - Kızlar Kalpli Şeyleri Sever

Öykü: İrem Nas - Kızlar Kalpli Şeyleri Sever (İshak Edebiyat)

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


Oysa kalp bir görme organı değil

Âşıklar ve küçük kızlar için bir kurabiye biçimidir.


“Ben bu adamla evlenmeye nasıl karar verdim biliyor musun Hakan’cığım,” diyor, Vedat Abi’nin Sevoş’u.

Stiletto model protez tırnaklarını Cartier kolyesinin zincirinin üstünde gezdiriyor. “İkinci ay dönümümüzde senin bu Vedat Abin bana kurabiye yapmıştı. Hem de kalpli, inanabiliyor musun? İşte o zaman ben bu adamla evlenirim, dedim.”

Sevoş, Vedat Abi’ye dudaklarını uzatmaya gerek duymadığı bir öpücük gönderiyor. Vedat Abi, Beymen gömleğinin cebine pat pat vurarak eyvallah ediyor ona. Bu öpücüğün eylemsizliğinin masama bırakılan faturasını gider gösterip vergiden düşebilir miyim, diye düşünüyorum. Dolgulu bir dudağı öpmenin neye benzediğini merak ediyorum. Sen kapıdan girene kadar tabii. Çünkü seni gördüğüm anda vergiden düşülecek bütün faturalar origami kuşlara dönüşüp ofisin içinde uçmaya başlıyor.

Nov 12, 202310:56
Öykü | Cem Alan - Cansever'in Elli Tonu

Öykü | Cem Alan - Cansever'in Elli Tonu

Öykü: Cem Alan - Cansever'in Elli Tonu (İshak Edebiyat)

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya

“Lan okul kapalı Apço, yaz tatilindeyiz. Nasıl kazan dairesine girecekler?” dedim. Yalan olduğunu biliyordum ama gene de müthiş içim sıkılıyordu. Uygar Abi orta sondan sonra okula gitmemişti, lise çağındaydı ama çeşitli işlerde çalışan bir erken büyüyendi. Şimdi bir gazete bayisinde çalışıyor, her seferinde dayanamayıp porno dergilerin siyah poşetini yırtıp okuduğu için de patronundan düzenli olarak dayak yiyordu.

“Tahsin abinin oğlu lan adam, kazan dairesinin anahtarı var evlerinde,” dedi. Tahsin abi okulun temizlik işçisiydi. Mantıklı konuşmuştu Seyit. Gerçek olabilirdi. Ağzına bir iki çekirdek daha attı. “Dün, öğlenleyin ikide Melis’i buraya getirip si...” derken iki elimle yakasına yapıştım.

Nov 05, 202326:31
Öykü | A. Emre Navgasın - Zalim

Öykü | A. Emre Navgasın - Zalim

Öykü: A. Emre Navgasın - Zalim (İshak Edebiyat)

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


"İnsan ne zalim değil mi? Büyük kâğıdı bilerek ıslattım, bunun iki sebebi var. Birincisi canım öyle istedi, ikincisi bunca harf belki de yıllarca denize bu kadar yakın olup da hiç deniz nedir bilmeyecekti. Sence bu zalimlik olmaz mıydı?"

Oct 28, 202307:02
Öykü | Gamze Güller - Kara

Öykü | Gamze Güller - Kara

Öykü: Gamze Güller - Kara (İshak Edebiyat)

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


"Anlatacağımız hikâye oldukça sıradan aslında. Bir adam var, bir de köpek. Olaylar onlarla ilgili. Köpeğin adı yok ama apartmandakiler ona Kara diyorlar. Çok da kara değil aslında. Bir iki kara lekesi var o kadar. Onun dışında sarımsı kahvemsi bir renk. Belki o karalıklar da kirdir. Yakından görmedik. Ya da çocuklar koymuştur bu ismi kim bilir. Çocukların tuhaflıklarına akıl sır ermez. Adamın adı başka ama ona da B. diyeceğiz. Öykülerdeki isimler hep eskide kalmış diye bozulanlar var. Öykü kahramanı Bulut, Berke, Buğracan olur mu? B. diyelim geçelim şimdilik. İdare etsinler. Ana babasına sormak lazım neden eski bir isim koymuşlar. Muhtemelen dedesinin adıdır. "

Oct 22, 202316:26
Öykü | William Faulkner - Emily İçin Bir Gül

Öykü | William Faulkner - Emily İçin Bir Gül

Öykü: William Faulkner - Emily İçin Bir Gül

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya

Türkçesi: Müjde Dural


"Bekâr bayan Emily Grierson ölünce, tüm kasaba cenaze törenine katıldı, erkekler yıkılmış bir abideye gösterdikleri bir tür bağlılık ve saygıdan, kadınlarsa daha çok evin içini görme merakından cenazeye katıldılar. Son on yıl içinde hem aşçılık, hem bahçıvanlık yapan uşak dışında kimseyi görmemişlerdi.

Bir zamanlar en seçkin caddemiz olan sokakta, yetmişlerin ağır, parlak tarzında, kubbeli dekorasyonlu, sivri çatılı, yuvarlak balkonları olan, vaktiyle beyaza boyatılmış, büyük bir evdi. Fakat çırçır makineleri ve garajlar, çevredeki en saygın kişilerin evlerini bile bozmuştu, sadece Bayan Emily'nin evi kalmıştı ki, o da göz zevkini bozan benzin pompaları ve pamuk kamyonlarına karşın, inatla ve koketçe yavaş yavaş çürümekteydi. Ve şimdi Bayan Emily de Jefferson muharebesinde ölen kimi rütbeli, kimi isimsiz Konfederasyon ve Birlik askerlerinin arasında, beton mezarlıkta yatan diğer saygın isimlerin temsilcilerinin yanma gidiyordu. Bayan Emily, sağlığında kasabalılar için adeta miras kalmış bir gelenek, görev, bir çeşit yükümlülüktü; 1894'te, zenci kadınların önlük giymeden sokakta dolaşamayacaklarını ilan eden belediye başkanı Albay Sartoris, kadının babası ölünce, onu vergiden muaf tuttuğu günden beri böyleydi. Bayan Emily böyle bir ianeyi kabul etmeyeceği için de, Albay, kadına babasının vaktiyle kasabaya kredi verdiğini ve kasabanın bu krediyi iş icabı bu şekilde ödeyecekleri yalanını uydurmuştu. Ancak Albay Sartoris gibilerin nesli ve düşüncesi böyle bir yalan uydurabilir ve ancak bir kadın bu yalana inanabilirdi."

Oct 20, 202321:36
Öykü | Hakan Sarıpolat - Kelime Toplayıcısı

Öykü | Hakan Sarıpolat - Kelime Toplayıcısı

Öykü: Hakan Sarıpolat - Kelime Toplayıcısı (İshak Edebiyat)

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


"

İşimi soranlara, “Kelime toplayıcısıyım,” diyorum. Anlamaz gözlerle bakıyorlar yüzüme. Sanki yalan söylüyormuşum ya da delirmişim gibi… Aslına bakarsanız haksız sayılmazlar. Yazmak biraz da deli işi değil midir?

Kendimi bildim bileli bu işi yapıyorum. Her sabah gün ışır ışımaz sokaklara atılıyor, yüzlerce kelime topluyorum. Sonra eve dönüp topladığım kelimeleri masanın üstüne döküyor ve onlarla oynamaya başlıyorum. Betimlemelerle süslediğim cümlelerin arasında boğuluyor, bazen de postmodern bir kurgunun içinde kayboluyorum. Üstkurmaca ekliyorum, olmadı altkurmaca diye bir şey uydurmaya çalışıyorum. Cümlelerin altını üstüne getirip bir de öyle bakıyorum. Sonra kahve koyup sigara yakıyor, kelimelerle yeniden oynamaya başlıyorum.

Kahve bitiyor, sigaralar bitiyor ama öykü bir türlü bitmiyor. Aslında kelimelerin benimle oynadığını anlayınca başımdan aşağı kaynar sular dökülüyor. Oyunu yöneten kişiyken bir anda piyona dönüşmüş olmayı hazmedemiyorum. Nihayetinde anlamsız cümlelerle dolu sayfaları paramparça edip ağzımdan köpükler saçarak üstlerinde tepiniyorum."

Oct 15, 202320:01
Öykü | Ayla Burçin Kahraman - Annemin Babası

Öykü | Ayla Burçin Kahraman - Annemin Babası

Öykü: Ayla Burçin Kahraman - Annemin Babası (İshak Edebiyat)

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


“On dakikaya kalkıyoruz,” dedi şoför, “geç, istediğin yere otur. Bomboş gidip geliyoruz kaç zamandır, herkes yaylada. Mazot parası denkleşmez oldu yeminle.”

Bıraksam hiç susmadan anlatacak.  Elimde tuttuğum zarfı uzattım,

“Buraya gitmek istiyorum,” diyerek kestim sözünü. Bozulsa da belli etmedi, zarfın üzerinde yazan adrese şöyle bir göz attı.

“Minibüs oraya kadar çıkmaz aslanım. Senin gideceğin yer, ötede. Çok yukarıda,” dedi, “başka araba da yok, mecbur yürüyerek çıkacaksın,” diye ekledi.     Bindim. Minibüs boş."

Oct 13, 202316:60
Şiir | Edip Cansever - Mendilimde Kan Sesleri

Şiir | Edip Cansever - Mendilimde Kan Sesleri

Şiir: Edip Cansever - Mendilimde Kan Sesleri
Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya

"
Her yere yetişilir
Hiçbir şeye geç kalınmaz ama
Çocuğum beni bağışla
Ahmet Abi sen de bağışla

Boynu bükük duruyorsam eğer
İçimden öyle geldiği için değil
Ama hiç değil
Ah güzel Ahmet abim benim
İnsan yaşadığı yere benzer
O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer
Suyunda yüzen balığa
Toprağını iten çiçeğe
Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine
Konya’nın beyaz
Antep’in kırmızı düzlüğüne benzer
Göğüne benzer ki gözyaşları mavidir
Denize benzer ki dalgalıdır bakışları
Evlerine, sokaklarına, köşebaşlarına
Öylesine benzer ki
Ve avlularına
(Bir kuyu halkasıyla sıkıştırılmıştır kalbi)
Ve sözlerine
(Yani bir cep aynası alım-satımına belki)
Ve bir gün birinin adres sormasına benzer
Sorarken sorarken üzünçlü bir görüntüsüne
Camcının cam kesmesine, dülgerin rende tutmasına
Öyle bir cıgara yakımına, birinin gazoz açmasına
Minibüslerine, gecekondularına
Hasretine, yalanına benzer
Anısı ıssızlıktır
Acısı bilincidir
Bıçağı gözyaşlarıdır kurumakta olan
Gülemiyorsun ya, gülmek
Bir halk gülüyorsa gülmektir
Ne kadar benziyoruz Türkiye’ye Ahmet Abi.
Bir güzel kadeh tutuşun vardı eskiden
Dirseğin iskemleye dayalı
- Bir vakitler gökyüzüne dayalı, derdim ben -
Cigara paketinde yazılar resimler
Resimler: cezaevleri
Resimler: özlem
Resimler: eskidenleri
Ve bir kaşın yukarı kalkık
Sevmen acele
Dostluğun çabuk
Bakıyorum da şimdi
O kadeh bir küfür gibi duruyor elinde.

Ve zaman dediğimiz nedir ki Ahmet Abi
Biz eskiden seninle
istasyonları dolaşırdık bir bir
O zamanlar Malatya kokardı istasyonlar
Nazilli kokardı
Ve yağmurdan ıslandıkça Edirne postası
Kıl gibi ince İstanbul yağmurunun altında
Esmer bir kadın sevmiş gibi olurdun sen
Kadının ütülü patiskalardan bir teni
Upuzun boynu
Kirpikleri
Ve sana Ahmet Abi
uzaktan uzaktan domates peynir keserdi sanki
Sofranı kurardı
Elini bir suya koyar gibi kalbinden akana koyardı
Cezaevlerine düşsen cigaranı getirirdi
Çocuklar doğururdu
Ve o çocukların dünyayı düzeltecek ellerini işlerdi bir dantel gibi
O çocuklar büyüyecek
O çocuklar büyüyecek
O çocuklar...
Bilmezlikten gelme Ahmet Abi
Umudu dürt
Umutsuzluğu yatıştır
Diyeceğim şu ki
Yok olan bir şeylere benzerdi o zaman trenler
Oysa o kadar kullanışlı ki şimdi
Hayalsiz yaşıyoruz nerdeyse
Çocuklar, kadınlar, erkekler
Trenler tıklım tıklım
Trenler cepheye giden trenler gibi
İşçiler
Almanya yolcusu işçiler
Kadınlar
Kimi yolcu, kimi gurbet bekçisi
Ellerinde bavullar, fileler
Kolonyalar, su şişeleri, paketler
Onlar ki, hepsi
Bir tutsak ağaç gibi yanlış yerlere büyüyenler
Ah güzel Ahmet Abim benim
Gördün mü bak
Dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar
Ve dağılmış pazar yerlerine memleket
Gelmiyor içimden hüzünlenmek bile
Gelse de
Öyle sürekli değil
Bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün
O kadar çabuk
O kadar kısa
işte o kadar.

Ahmet Abi, güzelim, bir mendil niye kanar
Diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar
Mendilimde kan sesleri."

Oct 09, 202305:40
Öykü | Knut Hamsun - Orta Boy Bir Sinek

Öykü | Knut Hamsun - Orta Boy Bir Sinek

Öykü: Knut Hamsun - Orta Boy Bir Sinek
Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


"Onunla dostluğumuz bir gün ben yazı yazarken başladı. Açık duran penceremden uçarak içeriye girmişti. Saçlarımdaki tuvalet ispirtosunun kokusundan sarhoş olmuş olacak ki, tepemde fırıl fırıl dans etmeye koyuldu. Bir iki kez onu elimle kovalamak istedim- se de, bana mısın demedi. O zaman tuttum, kâğıt makasını elime aldım. Benim kâğıt makasım hem pipo temizlemek hem de sobadaki ateşi karıştırmak için kullandığım büyük, güzel bir makastır. Duvara çivi çaktığım bile olur onunla. Hünerli ellerimde ise, müthiş bir silahtır. Onu birkaç kez sallayınca, sinek kaçıp, uzaklaştı. Aradan bir süre geçti geçmedi, sinek yine gelip dansa başladı. Ayağa kalkıp masamı kapıya doğru iteledim biraz, sinek yine peşimdeydi. "Görürsün sen," dedim içimden. Yavaşça gidip, saçlarımdaki tuvalet ispirtosunu yıkadım. Bunun bir yararı dokundu. Sinek ister istemez, gece lambasının gölgeliğine kondu, hiç kımıldamadı."



Türkçesi: Yekta Ataman
Oct 08, 202311:22
Öykü | Ethem Baran - O Kadar Yüksekte ki Görünmüyor

Öykü | Ethem Baran - O Kadar Yüksekte ki Görünmüyor

İSHAK EDEBİYAT 1000. ÖYKÜ

"İshak Edebiyat olarak 1000. öykümüzü yayımlamanın gururunu yaşıyoruz. Bu süreçte bizlere güvenerek öykülerini gönderen yazarlarımıza teşekkür ediyoruz. İyi ki varsınız."

Öykü: Ethem Baran - O Kadar Yüksekte ki Görünmüyor

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya

“Yıkandın mı kel kız?” demişler, “Tarandım bile,” demiş.

Benimkisi o hesap.

O kadar tembih ettiler, durup durup hatırlattılar, ciddiye almadım; kendimden emindim çünkü. Fazla büyütüyordu arkadaşlarım. Kaçın kurasıydım ben, bu tür ucuz numaralara pabuç bırakır mıydım?

"Kulağım ağrıyor," dedim Nebahat’e, "sabaha kadar uyuyamadım."

Uzun zamandır aynı odada çalışıyorduk onunla. Adım atışımızdan, duruşumuza, bakışımızdan susuşumuza birbirimizin ne düşündüğünü, ne hissettiğini bilirdik.

"Sen yine doktora gitmeyeceğim diye tutturursun şimdi."


Sep 21, 202311:28
Öykü | Sait Faik Abasıyanık - Babamın İkinci Evi

Öykü | Sait Faik Abasıyanık - Babamın İkinci Evi

Öykü: Sait Faik Abasıyanık - Babamın İkinci Evi

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


"Babam, "hadi sersem," diye mırıldandı.

Biz evden içeri girerken; çocuk etrafımızda ağır ağır atları gezdiriyordu. Köy evinin içine ayak basar basmaz elbette, bir saman ve hafif tezek kokusu duyulur. Biraz daha yaklaşınca yayıkların bulunduğu yerden eskimiş bir ayran kokusu da burnumuza çarpacaktır. Dört beş ayak merdiven çıktık. Tahtaboş, muallim kürsüsüne, daha doğrusu millet bayramlarında uluorta söz söyleyen hatipler için yapılmış kürsülere benzeyen bir yerde, bir kadın namaz kılıyordu. Babam bu kürsünün beşinci ayağında, ben üçüncüsünde bir müddet bekledik."

Sep 19, 202308:49
Öykü | Charles Dickens - İşaret Memuru

Öykü | Charles Dickens - İşaret Memuru

Öykü: Charles Dickens - İşaret Memuru

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


"Merhaba aşağıdaki!

Adam kendisine seslenildiğini duyduğunda, elindeki kısa sopaya sarılı bir işaret flamasıyla kulübesinin önünde duruyordu. Bulunduğu yerin doğal yapısı göz önüne alınacak olursa; insan, sesin geldiği yön konusunda adamın kuşku duymasının mümkün olamayacağını düşünürdü, ama başının hemen üstüne, benim durduğum dik yarın tepesine bakmak yerine, tam aksi yöne dönüp tren hattına baktı. Davranış biçiminde olağandışı bir şey vardı, ama ben tüm çabama rağmen ne olduğunu ifade edemeyeceğim. Bedeni derin çukurda gölgede kaldığı ve olduğundan küçük göründüğü, bense tam yukarısında, onu henüz görmeden kızıl günbatımı parıltısına gömüldüğüm ve elimi gözlerime siper etmek zorunda kaldığım dik yarın tepesinde durduğum için, davranışının dikkatimi çekecek kadar olağandışı olduğunu biliyorum.

- Merhaba aşağıdaki!"

Sep 14, 202334:30
 Edebiyat - Bilimsel Araştırma | Gabriel García Márquez’in Kırmızı Pazartesi Romanıyla Latife Tekin’in Sevgili Arsız Ölüm Romanında Büyülü Gerçekçilik

Edebiyat - Bilimsel Araştırma | Gabriel García Márquez’in Kırmızı Pazartesi Romanıyla Latife Tekin’in Sevgili Arsız Ölüm Romanında Büyülü Gerçekçilik

Edebiyat - Bilimsel Araştırma


"Gabriel García Márquez’in Kırmızı Pazartesi Romanıyla Latife Tekin’in Sevgili Arsız Ölüm Romanında Büyülü Gerçekçilik"

Büyülü gerçekçilik post-modern düşüncenin merkezini oluşturan bir akımdır. Latin Amerika’nın roman alanıyla edebiyata 1950'lerde tanıştırılan Büyülü Gerçekçilik akımı kendine Türk Edebiyatında 1980’li yıllarda yer bulmuştur. Büyülü gerçekçi roman türünü geleneksel romandan ayıran şey biçim-içerik ve roman-yazar ilişkisidir. Geleneksel romanın tersine, büyülü gerçekçilik akımıyla yazılmış romanlarda bütünlük değil parçalanmışlık vardır. Bu yüzden de biçim ve içerik açısından oldukça zengin bir akımdır. İçerisinde barındırdığı zengin kurgularla okuyucuyu sıradanlıktan ve kurallardan kurtarır. Büyülü gerçekçilik akımının tarzı adından da anlaşılacağı üzere yeni bir sanat yaklaşımı değildir; aksine, var olan sanat akımlarının yeniden yorumlanma biçimidir. Hem büyülü hem de gerçek olanı bir arada verir. Çağdaş edebiyat yazarlarından olan Gabriel García Márquez’in eserleri Büyülü Gerçekçilik akımını ilerletmiş ve okuyucuya her defasında yenilikler sunmuştur. Türk Edebiyatı’nda Büyülü Gerçekçilik akımının temsilcisi sayılan Latife Tekin, eserlerinde bu akıma yer vermiştir.

Müzik:

Kevin MacLeod adlı sanatçıya ait Fluidscape, Creative Commons Atıf 4.0 kapsamında lisanslanmıştır. https://creativecommons.org/licenses/by/4.0/


Kaynak: http://incompetech.com/music/royalty-free/index.html?isrc=USUAN1100393


Sanatçı: http://incompetech.com/


Bilimsel Kaynakça:

Tanrıtnır, B. C. & Çalışkan, A. M. (2017). Gabriel García Márquez’in Kırmızı Pazartesi Romanıyla Latife Tekin’in Sevgili Arsız Ölüm Romanında Büyülü Gerçekçilik . Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi , 26 (1) , 302-312 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/cusosbil/issue/31939/351459

Sep 10, 202332:44
Öykü | Halil Cibran - Son Nöbet

Öykü | Halil Cibran - Son Nöbet

Öykü: Halil Cibran - Son Nöbet

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya

Türkçesi: Candan Selman


"Gecenin bir yarısı, şafağın ilk soluğu rüzgâra binip geldiğinde, kendini henüz duyulmamış sesin yankısı olarak isimlendiren haberci, yatak odasından ayrıldı, evin terasına çıktı. Uzun uzun aşağıdaki uyuyan şehre baktı. Sonra başını kaldırıp baktı. Sanki tüm uyuyanların uykusuz ruhları etrafına toplanmıştı.

Haberci onlarla konuşmaya başladı:

"Arkadaşlarım ve komşularım ve her gün kapımdan geçenler; uykularınızda konuşacağım sizinle, uyanma saatlerinize ve kulaklarınızı sağır eden seslere aldırmadan, düşlerinizin vadisinde yürüyeceğim zorlanmadan, çırılçıplak.

Ne kadar çok uzun zamandan beri seviyorum ben sizi..."

Sep 07, 202308:23
Öykü | Sait Faik Abasıyanık - Melâhat Heykeli

Öykü | Sait Faik Abasıyanık - Melâhat Heykeli

Öykü: Sait Faik Abasıyanık - Melâhat Heykeli

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


“…şimdi bizim kasabanın üç dört milyonluk bir adam olan eski arkadaşımın büyük balkonlu evinin önünde bronzdan bir Melahat heykeli neden dikmediğini düşünüyorum.”

Jul 07, 202308:16
Öykü | Anton Çehov - Memurun Ölümü

Öykü | Anton Çehov - Memurun Ölümü

Öykü: Anton Çehov - Memurun Ölümü

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


"Çehov, kısa güldürü hikâyelerinden, adım adım, sosyal. politik nitelik taşıyan büyük konulara geçti... Memurun Ölümü hikâyesinde, küçük bir memur olan Çerviyakov, tiyatroda aksırır ve istemeyerek, önünde oturmakta olan bir generalin dazlak kafasını ıslatır. Üst üste yaptığı beceriksizce özür dilemelerle generali çileden çıkarır. General onu terslemek zorunda kalır, memurcuk şiddetli bir ceza göreceğinden korkar ve korkusundan ölür. Gerçi bu bir hikâyedir ve bütün güldürücülüğüne rağmen, korkmuş bir insanın köle psikolojisini çok iyi anlatır."

Jun 04, 202306:46
Öykü | Ali Hulki Cihan - Tehlikeli Bir Oyun

Öykü | Ali Hulki Cihan - Tehlikeli Bir Oyun

Öykü: Ali Hulki Cihan - Tehlikeli Bir Oyun (İshak Edebiyat, 2023)

Seslendiren: Bakış Kutlu Kurtuluş


"Biraz tembellik yapmaya karar verdi. Akşamdan direktörü arayıp çok şiddetli grip olduğunu söyleyerek iki gün izin istedi, yalandan da öksürdü ama ne çok belirgin ne de çok silik, tam kararında. Bu tondaki öksürük, eğer telefonda maruz kalınırsa ahizenin diğer ucundakini hastalık konusunda ikna eder. Ama yüz yüzeyken bir işe yaramaz, herkes bilir bunu. Şefik geçen ay insan üstü bir tempoda çalıştığından saçını kestirecek zaman bulamamıştı da haftalarca çim adam gibi gezmişti. Neyse ki direktör bu izin isteğini ikiletmedi. Hatta dedi ki, “Çarşamba, perşembe izinlisin, cuma da evden çalış sen Şefikçiğim.” Kör istemiş bir göz, Allah vermiş iki göz. Fazla göze batmayan biriydi şirkette. Kendini önlere atmayıp, sessiz ve derinden gidenlerden. Aynı zamanda bekâr, yalnız yaşayan ve iflah olması zor bir zamparaydı. "

May 28, 202308:17
Öykü | Anton Çehov - Vanka

Öykü | Anton Çehov - Vanka

Anton Çehov - Vanka

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya

"Bu işle Vanka'nın en çok sevdiği insan, Olga İgnatiyevna uğraşırdı. Vanka'nın an- nesi Pelageya hayattayken, beylerin evinde oda hizmetçisi olarak çalıştığı ..."

May 27, 202310:38
Öykü | Yeliz Baloğlu - Terapi

Öykü | Yeliz Baloğlu - Terapi

Yeliz Baloğlu - Terapi

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


"Hayatımdaki en büyük ikiyüzlülüktü Gönül Hanım. Altı yaşında tanıştım onunla; Bir ilkokul bahçesinde babamın beni üzerimde siyah önlük, turuncu fındıkkabuğu desenli el örgüsü hırka, sırtımda üstünde Çakmaktaşlar’ın sırıttığı kırmızı meşin çanta, kısa saçlarıma iliştirilmiş beyaz bir fiyonkla bıraktığı gün... İncecik, saçları fönlü, kırmızı rujlu, güzel yüzlü, illa ki tayyörlü eğitim neferi. Gönlünü eğitime adamış Gönül Hanım. Sıraya girmiş öğrencilerin başında duruyordu. Ben de sıranın en sonunda durdum. Boyum herkesten biraz daha uzundu. Okul hayatım boyunca da ön sıralarda oturmak pek nasip olmadı. Okuldaki ilk gün içeriye, sınıfa girdiğimizde ağlayanların, tedirgin etrafına bakanların, kaçmak için kapıyı kollayanların ortasında sakin durduğumu anımsıyorum. Çünkü ablamın bir önceki sene gidip geldiği bu esrarengiz yeri hep merak etmiştim."

May 22, 202312:35
Öykü | Franz Kafka - Açlık Sanatçısı

Öykü | Franz Kafka - Açlık Sanatçısı

Franz Kafka - Açlık Sanatçısı

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


"Son on yıldır açlık sanatçılarına olan ilgi önemli derecede azaldı. Eskiden bu tip pahalı gösteriler ortaya koymak kazançlı bir işken, bugün bu tamamen imkânsız. İki farklı zaman dilimi. O zamanlar bütün şehir açlık sanatçısıyla ilgilenirdi; bir aç kalma gününden diğerine ilgi sürekli artardı; herkes en azından günde bir defa açlık sanatçısını görmek isterdi; aç kalma gösterisi devam ettiği müddetçe, küçük kafesin önünde bütün gün oturan müdavimler olurdu; etkiyi artırmak için kullanılan meşalelerin ışığı altında açlık sanatçısını seyretmeye geceleyin bile gelenler olurdu; güzel havalarda kafes dışarı çıkarılır ve açlık sanatçısı özellikle çocuklara gösterilirdi; gösteri, sırf moda diye ilgilenen yetişkinler için genelde bir eğlence aracıyken, çocuklar ise, birbirlerinin ellerini tutarak pas kürkü içinde omurga kemikleri dışarı fırlamış, soluk benizli açlık sanatçısının, etrafa saçılmış saman yığını üzerinde, bir sandalyeye bile tenezzül etmeden öylece oturuşunu, sahte bir gülümsemeyle nazikçe kafasını sallayarak soruları cevaplayışını ve insanlar ne kadar zayıf olduğunu görsünler diye kolunu parmaklıkların arasından uzatışını, ağızları açık, şaşkınlıkla seyrederlerdi. İşte o zaman tamamen kendi içine kapanır, kimseyi, hatta kafesteki tek eşya olan saatin vuruşlarını –ki bu onun için çok önemlidir- bile umursamaz, sadece, neredeyse kapalı gözlerle dosdoğru ileri bakar ve dudaklarını nemlendirmek için küçük bir bardaktan ara sıra birkaç yudum su alırdı."

May 21, 202325:33
Öykü | Franz Kafka - İlk Acı

Öykü | Franz Kafka - İlk Acı

Franz Kafka - İlk Acı

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


Alıntı:

"Bir trapez sanatçısı –çok iyi bilinir ki; çalışmaları büyük varyete tiyatrolarına ait kubbelerin yükseklerinde yapılan bu sanat, insanoğlu tarafından en zor kazanılan sanatlardandır trapeze her çıkışında aynı cesareti gösterebilmek için, önce mükemmellik adına bir çaba, sonraları ise zorba bir alışkanlık olarak, hayatını bütün gün ve gece boyunca trapez üzerinde kalabilecek şekilde düzenlemişti. Zaten son derece ikincil olan bütün ihtiyaçları da onu aşağıdan seyrederek nöbetleşe çalışan ve gerekli olan her şeyi yukarıya gönderip almak için yapılmış özel bir kutu kullanan yardımcılar tarafından karşılanırdı. Her ne kadar diğer gösteriler boyunca onun yukarıda durması –ki bunu gizlemek imkansız olduğuna göre biraz rahatsız edici olsa da böyle bir yaşam tarzı etrafındaki dünya için olağandışı zorluklar yaratmazdı ve böyle zamanlarda daima hareketsiz kalmasına rağmen seyircilerden ona bir bakış mutlaka ulaşırdı. Ama farklı idareler bundan ötürü onu hoş görürlerdi, çünkü o sıra dışı ve yeri doldurulamaz bir sanatçıydı. Ve tabii ki insanlar, onun kötü niyetinden değil devamlı idmanlı kalıp sanatını kusursuzluk içinde koruyabilmek için bu tarz bir yaşam sürdürüyor olmasını anlıyorlardı."


İstek ve önerileriniz için iletişime geçebilirsiniz.

www.instagram.com/cancaseyler




May 18, 202307:05
Öykü | Franz Kafka - Küçük Bir Kadın

Öykü | Franz Kafka - Küçük Bir Kadın

Franz Kafka - Küçük Bir Kadın

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


"..Bu küçük kadın benimleyken çok mutsuzdur, benimle ilgili daima itiraz edeceği bir şeyler bulunur, tarafımdan sürekli haksızlığa uğradığını düşünür, her adımım onu kızdırmaya yeterlidir; eğer hayatı, olabilecek en küçük parçalara bölmek ve her parçayı ayrı ayrı değerlendirmek mümkün olsaydı, hiç şüphesiz hayatımın her parçası onu sinir edebilirdi."

May 17, 202317:51
Öykü | Başar Yılmaz - Durdurun Dünyayı İnecek Var

Öykü | Başar Yılmaz - Durdurun Dünyayı İnecek Var

Öykü: Başar Yılmaz - Durdurun Dünyayı İnecek Var (İshak Edebiyat, 2023)

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


"Dünyaya yutacak gibi bakan kocaman gözleri vardı Sopa’nın. İştahla bakan o gözlerin vadettiğinden çok daha az çalışırdı kafası ama yine de benim en iyi arkadaşımdı. Çoğu kasabalının bilmediği veya unuttuğu esas adı Bayram’dı. Lakabını zayıf ve uzun olmasından dolayı koymuş zamanında birileri, kim bilir kim? Kasabanın böyle boş beleş işlere bakan, kendine abi dedirten birkaç iti vardı, muhakkak onlardan biriydi.

Sopa’nın ailesi yoksuldu ama öyle böyle değil. Altta yok, üstte yok dedikleri türden. Tek maaşlı memur evimiz yanlarında kraliyet sarayı gibi kalırdı. Annem istemezdi Sopa’yı evde. O komşuya pazara çıktığında birkaç kez getirirdim de onu bile anlardı sonradan."

May 16, 202319:25
Öykü | Duygu Özsüphandağ Yayman - Maria Puder Kitabevi

Öykü | Duygu Özsüphandağ Yayman - Maria Puder Kitabevi

Öykü: Duygu Özsüphandağ Yayman - Maria Puder Kitabevi

Seslendiren: Bakış Kutlu Kurtuluş


Maria Puder Kitabevi’nde sabahtır. Maria yine günün ilk ışıklarıyla inmiştir alt kata. Dükkânın kapısında henüz asma kilit varken, sokak lambaları sönmemişken daha. Eski alışkanlığıdır erken uyanmak. Bir Orhan’a erken uyanamamıştır.

Ahşap raflarla, raflardaki satırların yanına yöresine dizili rengârenk kuklalarla, bebeklerle, her yaşa göre oyuncaklarla, eski eşyayla dolu dükkânda, hikayesini ele veren tek rafa yanaşır önce. Orası içli bir memlekettir. Gorki’nin ve Pearl Buck’ın Ana’ları sırt sırta vermiştir. Betty Mahmudi, “Kızım Olmadan Asla” diyerek yaslanmıştır onlara. “Cumartesi Anneleri” toplanmıştır bir araya. “Parasız Yatılı” nasıl da parlar Füruzan renginde. Başkaldırır Tante Rosa ki Maria, kızına vermiştir adını; Sevgi Rosa. Sanmıştır ki Sevgi Soysal’ın ana babası gibidirler Orhan’la. Alman anne, Türk baba. İnsan hep benzerini aramakta. Oysa hangi öykü, bir diğerinin tıpkıbasımı ve insan nasıl da tek başına! Kaçırılmış kızı Sevgi Rosa’nın peşi sıra dolaşan anası olabilmiştir sadece. Anneliğini yaşayamamış Maria Puder’in adı, dükkânın tabelasında. Berlin’de Türkoloji okurken eline aldığı ilk kitaplardandır “Madonna”. Türkiye’de çok satılanlar listesinde olduğundan habersizdir. Buraya gelince öğrenir, sebebini düşünür. Ailesinin hayatını yaşayanların var olma hikayesidir aslında. Bilmez ki okur da işin orasında mı? Kendisi, Madonna olmayan bir Marialık arayışında… "

May 12, 202314:41
Şiir | Can Yücel - Ellerimde Bir Göztaşı

Şiir | Can Yücel - Ellerimde Bir Göztaşı

Şair: Can Yücel Şiir: Ellerimde Bir Göztaşı Seslendiren & Müzik: Yusuf Can Gökkaya "Ellerimde bir göztaşı, gözlerim boş gidiyordum Ne bileyim, bir damlanın böyle deniz olduğunu Şaştım, mavi bir fal gibi açılınca önümde Giritli bir ölümüm varmış, bir balıkçı fitil gibi Patlayacakmış avucunda otuz çubuklu gençliğim Üç günde mi desem, üç gökte, üç kulaçta mı Ben ki, o camgöbeği çiçekler açan ağaç Kırılmaz bardaklar gibi tuzla buz olacakmış Ne zaman boğulsam böyle yosun kokuyordu ışık Sabahçı kahvelerde bir çiroz ötüyordu Ve dalgalarımı geçen o deniz şoförleri Böyle uyur düşlere bindirmiş gemiler Uyuklar gibi üstünde mermer masaların Bir tahta parçasıydım, osmanlı bir kazadan kalmış Yüzüyordum, islam kaptanın ahşap ayağında Öbür tahtalara öbür insanlara doğru Cumhurdu mürekkep balığı, simsiyah yüzüyordum Ne bileyim, bir korkunun böyle destan olduğunu Ağardım, nişanlayınca gece ve yavrulayan yalnızlık Ya da ilk insanın doğdugu, öldüğü dağdi Moby Dick Nefes aldıkça filbahriler köpürüyordu sulardan çanlar çalıyor kulaklarımda, yunuslar yarışıyordu Alyuvarlar, dolkuşları ve rüzgar midyeleri Dedim, dünya gibi bulut yok dünya üstünde Ellerimde bir göztaşı, gözlerim boş gidiyordum Ne bileyim, bir türkünün böyle Veysel olduğunu Açıldım, çıkmaz bir sokak gibi, kapanınca denizde."

Apr 11, 202302:51
Şiir | Cemal Süreya - Üvercinka

Şiir | Cemal Süreya - Üvercinka

Şiir: Cemal Süreya - Üvercinka

Seslendiren & Müzik: Yusuf Can Gökkaya


--

Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu 
                                                              kesmemeye
Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
Bütün kara parçalarında
                           Afrika dahil
Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma
Yatakta yatmayı bildiğin kadar
Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
Bütün kara parçaları için
                           Afrika dahil

Senin bir havan var beni asıl saran o
Onunla daha bir değere biniyor soluk almak
Sabahları acıktığı için haklı
Gününü kazanıp kurtardı diye güzel
Birçok çiçek adları gibi güzel
En tanınmış kırmızılarla açan
Bütün kara parçalarında
                           Afrika dahil
Birlikte mısralar düşünüyoruz ama iyi ama kötü
Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse 
                                                  değerlendiremez
Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna
                                                            diziyorlar
Bütün kara parçalarında
                            Afrika dahil
Burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası
Kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki
Padişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yok
Aklıma kadeh tutuşların geliyor
Çiçek Pasajında akşamüstleri
Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
Bütün kara parçalarında
                           Afrika hariç değil

Apr 05, 202303:26
Öykü | Ivan Turgenyev - Bıldırcın

Öykü | Ivan Turgenyev - Bıldırcın

Öykü: Ivan Turgenyev - Bıldırcın

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


"Şimdi size anlatacağım olay başımdan geçtiği zaman on yaşında kadar vardım.
Olay yazın geçmişti. O zaman Rusya’nın güneyinde bir çiftlikte oturuyorduk. Çiftliğin çevresinde birkaç fersah ötelere kadar bozkırlar uzayıp gidiyordu. Yakınlarda ne bir orman, ne de bir dere vardı. Pek derin olmayan, fundalıklarla kaplı sel yatakları, dümdüz bozkırı yeşil yılanlar gibi kesiyordu. Bu sel yataklarının dibinde küçük derecikler sızıyordu. Ötede beride en sarp tepelerde gözyaşı kadar berrak sularıyla kaynaklar görünüyordu. Çiğnenmiş keçi yollan oraya gidiyor, suyun önündeki cıvık çamurda kuşlarla öteki küçük hayvancıkların ayak izleri birbirini kesiyordu. İyi su, insanlar kadar onlara da lazımdı."

Apr 05, 202314:25
Zabel Yılmaz - Hicaz | Sesli Öykü

Zabel Yılmaz - Hicaz | Sesli Öykü

Öykü: Zabel Yılmaz - Hicaz (İshak Edebiyat, 2023)

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


"Sıra sıra dizilmiş evlerin renkleri bayırdan aşağı indikçe koyulaşmaya, renkler koyulaştıkça müziğin sesi de yakınlaşmaya başlıyor. Sokak buram buram is kokuyor, üst katlardan biri çöpünü camdan fırlatıyor, alt komşu üsttekine bela okuyor. Kapının önüne halı serip oturan, pazen eteğinin lastiğini memelerine kadar çekmiş teyze sigarasını yakarken soba için odun kıran kara suratlı kocasını izliyor. Dik bayırı bitirip düzlüğe ulaştığın yerde yanık yüzlü bir kadın göğüslerinin arasından çıkardığı parayı çıplak ayaklı bir çocuğa veriyor, karşı evdeki genç kız çamaşır suyuyla kapıları fırçalıyor. Bu mahallede bütün kirler çamaşır suyuyla yıkanır çünkü. Hiçbir rengi ve hiçbir kokuyu hatırlayamadım, der gibi bakışlarını da adımlarını da daha bir yabancılaştırıyorsun sokağa."

Mar 26, 202310:01
Büşra Yabanigül - Tanıdık Bir Film | Sesli Öykü

Büşra Yabanigül - Tanıdık Bir Film | Sesli Öykü

Sesli Öykü

Büşra Yabanigül - Tanıdık Bir Film (İshak Edebiyat, 2023)

Seslendiren: Bakış Kutlu Kurtuluş


"Sabahın bu ilk saatlerini çok seviyorum. Ece gelene kadar tantanasız, telaşsız oturabilmenin sefasını sürüyorum. Yine menekşelerimin yerini değiştirmiş. Kaç kere söyledim, mutfağın penceresinden gelen ışık iyi geliyor onlara diye. Kafalarını daha çok kaldırıp konuşuyorlar benimle. Her yeri mor menekşelerle doldurasım var. Ama ben gittikten sonra kimse bakmaz onlara. Ece de uğramaz buralara. Uğrar mı? Bebekliği başka bir evde geçse de çocukluğu benimle burada geçti. Mithat Bey’e ne kadar bağlıydı. Bir insan öz kızını nasıl sevebilirse o da öyle sevdi Ece’yi. Ne çok ağladı o gittiğinde. Günlerce uğramadı eve. Sabah sabah nerden aklıma geldi tüm bunlar? Geceleri düşündüğüm yetmezmiş gibi gündüzleri de düşünür oldum böyle şeyleri. Uykularım da hepten azaldı zaten. Tavşan uykusu misali... Hiç uyumamış gibi, derinliksiz, hafif."

Mar 25, 202310:10
Anonim Gece

Anonim Gece

Sözleri yazmıyorum ki biraz uğraştırsın.

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya

Mar 23, 202304:59
Maksim Gorki - Danko'nun Yüreği | Sesli Öykü

Maksim Gorki - Danko'nun Yüreği | Sesli Öykü

Maksim Gorki - Danko'nun Yüreği

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


"Dünyanın uzak bir ucunda, çok eski zamanlarda bir halk yaşardı.

Bu halkın yaşadığı toprakların bir yanı büyük bir bozkırlık diğer yanı ise geçit vermez ormanlarla kuşatılmışti. Bu insanlar neşeli, güçlü, yürekli kişilerdi. Fakat günlerden bir gün her şey değişti, zor günler başladı. Nereden geldikleri belli olmayan yabancı insanlar, yerli halkı ormanlara sürüp çıkardılar.

Asırlık orman oldukça yaşlı ve eskiydi, içi bataklıklarla doluydu, çok karanlıktı. Gökyüzünden bakıldığında orman, ağaç dallarının birbirlerine dolanmaları yüzünden görülemezdi. Güneş ışınları ağaç dalları ve yaprakları arasından geçemezdi, geçip bataklıklara ulaştığında ise çok pis kokular oluşurdu. Ormana gelmek zorunda kalan yerli halk bu kokuya dayanamaz, birbiri ardına ölürlerdi. Kadınlar, çocuklar kan ağlar, babalar kederden sürekli düşünürlerdi."

Mar 18, 202306:58
Stig Dagerman - Sürpriz | Sesli Öykü

Stig Dagerman - Sürpriz | Sesli Öykü

Stig Dagerman - Sürpriz

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya

"Sevilmek için hiçbir şey yapmayan, ancak yine de sevilen insanlar var, bir de sevilmek için her şeyi yapan, fakat asla sevilmeyen insanlar var. Fakir insanların gerçekten sevilmediğini fark edebiliriz. Dedesi yetmiş yaşını doldurduğunda Ake'nin annesi dul kalalı beş yıl olmuştu. Onlar sekiz satırlık kısa bir mektupla yaş gününe davet edilmişti. Mektupta şöyle yazıyordu:

"Eğer gelmek isterseniz gelebilirsiniz, ama kendi nevresimlerinizi getirin, çünkü odalar soğuk, ayrıca bazıları ara salonda yatmak zorunda, çünkü sizin dışınızda gelenler de var, Jonsson'la ilgilenecek bir memur da davet ettik ve o salonda uyuyacak, sen Else temizlik ve yemeğe yardım etmek için bir gün önce gelirsen iyi olacak. Samimiyetle Irma."

Mar 16, 202316:37
Anton Çehov - Bataklık | Sesli Öykü

Anton Çehov - Bataklık | Sesli Öykü

Anton Çehov - Bataklık

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


"At üstünde, heybetle sallana sallana, kar gibi beyaz subay ceketli genç bir adam. M. E. Rootay'nin halefleri müskirat fabrikasının büyük avlusuna girdi. Güneş, teğmenin yıldızları üzerinde, kayın ağaçlarının beyaz gövdelerinde, avluda şurada burada duran cam parçalarında kayıtsızca gülümsüyordu. Her şey aydın, sıhhatli bir yaz gününün güzelliğini taşıyor, hiçbir şey taze bitkilerin neşeli neşeli titremesine, açık mavi gökyüzüyle kırpışmasına engel olmuyordu. Hatta isli tuğla yapıların çirkin manzarası, boğucu yağ kokuları bile havanın hoşluğunu bozamıyordu. Teğmen, eğerinden neşe ile atladı. Hayvanı, koşa koşa yanma gelen adama verdi, parmağıyla ince siyah bıyığını düzelterek büyük kapıdan içeri girdi. Harapça olmakla beraber aydınlık, yol halılarıyla döşeli merdivenin üst basamağında yüzü yaşlıca, biraz vakarlı bir hizmetçi onu karşıladı. Teğmen, bir şey söylemeden kartını uzattı. Hizmetçi elinde kartla ev sahibinin dairesine giderken üzerindeki "Aleksandr Grigoreviç Sokolski" yazısını okuyabilirdi. Kadın, bir dakika sonra döndü, bayanın biraz rahatsız olduğu için kendisini kabul edemeyeceğini söyledi. Sokolski tavana bakü, alt dudağını biraz uzatarak:

- Çok yazık! diye söylendi. Sonra daha canlı bir ifadeyle: Beni dinleyin! Lütfen Suzanna Moiseyevna'ya onunla mutlaka görüşmem gerektiğini söyleyin, dedi. Mutlaka... Kendisini ancak bir dakika kadar rahatsız edeceğim. Rica ederim, beni affetsin. Hizmetçi, bir omzunu silkip tembel tembel yürüdü, gitti."

Mar 11, 202307:54
Halil Cibran - Asi Ruhlar | Sesli Öykü

Halil Cibran - Asi Ruhlar | Sesli Öykü

Halil Cibran - Asi Ruhlar

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya

"Bir kadını sevip karısı yapan, gövdesinin terini, kalbinin kanını ve canını onun ayaklarına boşaltan, uğraşlarının meyvesini ve çalışkanlığının gelirini onun ellerine koyan adam zavallıdır; çünkü usulca uyandığında, almak için çabaladığı kalbin, özgürce ve içtenlikle kendi gizlerinin ve en derin sevgisinin hoşnutluğu için başka bir adama verildiğini anlar. Gençliğin özensizliğinden ve huzursuzluğundan uyanan ve kendini, başından aşağıya parıldayan altınlar ve değerli hediyeler döken ve ona tüm onurları ve müsrif bir eğlencenin tüm zarafetini veren, ancak Tanrının bir adamın gözlerinden bir kadının kalbine akıttığı kutsal şarapla ruhunu hoşnut kılamayan bir adamın evinde bulan kadın da zavallıdır."


Mar 09, 202307:55
Başar Yılmaz - Mutluluktan Öleceğiz | Sesli Öykü

Başar Yılmaz - Mutluluktan Öleceğiz | Sesli Öykü

Başar Yılmaz - Mutluluktan Öleceğiz (İshak Edebiyat, 2023)

Seslendiren: Bakış Kutlu Kurtuluş


"

“Ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz”

Cemal Süreya

Kusura bakmayın, böyle palas pandıras gelmiş bulundum. Kuvvetle muhtemel beklemiyordunuz. Hakkınız var, aradan geçen onca zaman derin bir mesafe koyuyor araya; bunun idrakindeyim. Hatta tüm benliğimle o mesafenin beni alıkoymasına katlanarak yaşıyordum.

Ta ki dün geceye kadar.

Bekri Agâh ile meyhanedeydik. Tanımazsınız boşa zahmet buyurmayın. Cemiyettendir fakat eski tanışlardan sayılmaz. Yalnız hakiki insandır, müşfiktir; buna kısa vakitte kani oldum. Az biraz kalabalıktır ağzı ama dinlettirir de kendini. İzmir’e gittiğim vakitler ağırlar beni. Hem demlenir hem de dem tutarız Halis Usta’nın meyhanesinde."

Mar 07, 202313:36
Fyodor Dostoyevski - Kutsal Noel Ağacı | Sesli Öykü

Fyodor Dostoyevski - Kutsal Noel Ağacı | Sesli Öykü

Fyodor Dostoyevski - Kutsal Noel Ağacı

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


"Ben bir romancıyım ve sanırım bu hikâyeyi ben yazdım. "Sanırım," diyorum, çünkü her ne kadar bu hikâyeyi ben yazmış olsam da, zamanın birinde, bir yerlerde, örneğin Noel arifesinde, büyük bir şehirde, korkunç bir don zamanı yaşanmış olması gerçeğini hayal etmeyi sürdürüyorum. Kafamda, altı yaşında küçük bir çocuk görüntüsü var; hatta daha küçük. O sabah soğuk, rutubetli bir mahzende uyanmış, üstünde küçük bir tür sabahlık, soğuktan titriyordu..."



Mar 05, 202312:05
Ferhat Üzel - Galata'da Bir Yol | Sesli Öykü

Ferhat Üzel - Galata'da Bir Yol | Sesli Öykü

Öykü: Ferhat Üzel - Galata'da Bir Yol (İshak Edebiyat, 2023)

Seslendiren: Bakış Kutlu Kurtuluş


"Kelimeler... Düşünceler... İnsanlar... Hiçbir şey yapmak istemiyorum. İnsanlarla konuşmak istemiyorum. Birkaç satır yazı yazmak istemiyorum. Bir konu hakkında derin(!) bilgilerimle düşünmek istemiyorum. Tümden gelmek de istemiyorum tüme varmak da. Sadece burada oturup kahvemi yudumlamak istiyorum. Galata’nın yamuk fönlü baristasından alıp sessizce masama getirdiğim bu kahveyi güzelce koklayıp yudumlamaya başlıyorum. Çünkü bunu istiyorum. Gerçekten istediklerimiz olurmuş ya. Biraz bekleyince tabii. Ben o kadar beklemiyorum işte. Kahve içmek istiyorum. Gidiyorum, kahvemi alıyorum ve içiyorum. Bu şekilde bütün isteklerimi gerçekleştiriyorum. Bir kitap mı yazsam “The Reality of Secret,” diye. Girişe de şey yazarım, “Aç köpekler gibi bir şeyler istemeyi bırakın, Tanrı sizin isteklerinizden sıkıldı.”

Mar 04, 202308:38
Dino Buzatti - Büyük Otelin Koridoru | Sesli Öykü

Dino Buzatti - Büyük Otelin Koridoru | Sesli Öykü

Öykü: Dino Buzatti - Büyük Otelin Koridoru

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


"Tuvalete gitmek gereksinimi duyduğumda, oteldeki odama geç saatte dönmüş, yarı soyunmuştum. Odam, sonu gelmeyen, az aydınlatılmış bir koridorun neredeyse dibindeydi ve yaklaşık yirmi metrede bir, mora çalan cılız ışıklı bir lamba, kırmızı halının üstüne ışık demetleri yansıtıyordu. Tam ortada, bu lambalardan birinin karşısında, bir yanda merdiven, bir yanda da tuvaletin camlı kapısı vardı. Üstüme bir sabahlık geçirip bomboş koridora çıktım. Neredeyse tuvalete vardığımda, karşı yönden gelerek gölgeden sıyrılan, benim gibi sabahlıklı bir adamın karşısında buldum kendimi. Uzun boylu, iri yarı, VII. Edward sakallı biriydi. O da aynı yere mi gidiyordu? Böyle durumlarda olduğu gibi, ikimiz de bir an bocaladık, az kalsın çarpışıyorduk. Sonunda, nedendir bilmem, onun gözleri önünde tuvalete girmeye utandım, sanki başka bir yere gidiyormuş gibi yürümeyi sürdürdüm. O da aynı şeyi yaptı."


Keyifli dinlemeler...


  • Instagram: @cancaseyler
  • Youtube   : @cancaseyler
Mar 02, 202308:10
İzak Babel - Güvercinliğimin Öyküsü | Sesli Öykü

İzak Babel - Güvercinliğimin Öyküsü | Sesli Öykü

Öykü: İzak Babel - Güvercinliğimin Öyküsü

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


"Çocukken hep bir güvercinliğim olsun isterdim. Hayatım boyunca hiçbir şeyi bu kadar çok istememiştim. Fakat babam, güvercinlik yapmam için gerekli tahtayı almak ve içine konacak üç çift güvercin için dokuz yaşıma kadar bana bir söz vermedi."

Feb 26, 202329:36
Şiir | Ümit Yaşar Oğuzcan - Gerçekten Sevmek

Şiir | Ümit Yaşar Oğuzcan - Gerçekten Sevmek

Şiir: Ümit Yaşar Oğuzcan - Gerçekten Sevmek

Şarkı: Açık Seçik Aşk Bandosu - Yüzündeki Ürkek Güzellik

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya


"O durmadan kaçıyor;

sen ardından gitmiyorsan;

o günün her saatinde saklanıyor,

sen yollara düşüp deli divane aramıyorsan;

o sana acıların en büyüğünü tattırıyor,

sen bundan en yüce hazzı duymuyorsan;

boşuna aldatma kendini,

onu sevmiyorsun demektir.

Elindeki içki kadehinde,

dudağındaki sigarada ,

okuduğun kitapta,

mırıldandığın şarkıda,

söylediğin şiirde,

gördüğün rüyada

ve yaşaman için

ciğerlerine doldurduğun havada

o yoksa;

Onun vazgeçilmezliğini anlamamışsan;

onu sevmiyorsun demektir.

Renkler onunla değerlenmiyorsa,

örneğin onsuz kırmızı kırmızılığının,

mavi maviliğinin farkında değilse,

beyaz yalnız o giydiği zaman

güzelliğini haykırmıyorsa,

sabahları onu görünceye kadar

güneş doğmuyorsa

ve onsuz gökyüzü geceleri

aya, yıldızlara

hasret değilse

onu sevmiyorsun demektir.

Sokakta gördüğün her yüzde

ondan bir şeyler aramıyorsan,

güzel bir manzara,

hüzünlü bir musiki onu hatırlatmıyorsa,

uykudan uyandığın zaman

yaşamakta olduğundan önce

onu hatırlamıyorsan,

omuzlarına dökülmüş saçları,

bir sis perdesinin ardında

her zaman gülen,

ışık saçan gözleri

aklına gelmiyorsa,

durup durup avuçlarının

sıcaklığını özlemiyorsan;

Onu sevmiyorsun demektir.

Dünyada yaşayan öteki insanların

senin için hala bir değeri varsa,

ona karşı tutumunu

toplumun köhne ve manasız

kurallarına göre ayarlıyorsan

ve açık açık

sanki var olduğunu haykırırcasına

sevgini söylemiyorsan;

Onu sevmiyorsun demektir.

Yok o senin için

her şeyden değerliyse,

gözünü yumduğun anda

onu görebiliyorsan,

o bütün şarkılarda,

bütün şiirlerde,

bütün resimlerde ise,

ona muhtaç olduğunu

söylemekten utanmıyorsan,

senin içten ve büyük sevgine

karşılık vermeyeceğinden

korkmuyorsan,

bütün bencil duygularından

sıyrılabilmişsen

onun için her şeyi,

ama her şeyi yapacak gücü

kendinde buluyorsan,

her hali sana

ayrı ayrı güzel geliyorsa,

karşısında kendini

bir çocuk gibi hissediyorsan,

istediği anda onun için

ölebileceksen,

onun için yaşıyorsan

ve yine onun için

bildiğin bilmediğin

bütün düşmanlıklara

karşı koyabileceksen,

o her geçen dakika

sende biraz daha büyüyorsa

ve kendi kendine bile

çok sevdiğini bütün

samimiyetinle,

inanmışlığınla

itiraf edebiliyorsan,

bir gün o seni hiç,

ama hiç sevmediğini söylese bile,

senin sevginde azalma olmayacaksa

ve ölünceye kadar onu aşkların

en ölümsüzü ile sevebileceksen;

işte o zaman

onu seviyorsun demektir.

O sana sevmeyi,

gerçek aşkı öğretti.

Sen onu hep sevecek

ve sevilmenin mutluluğunu tattıracaksın.


O, hiç sen olmasan bile,

seni bir parça sevmese bile..."



Jan 28, 202304:31
Özay Erdem - Bir Dolmuş Yolcusunun Kitap Okuma Serüvenleri

Özay Erdem - Bir Dolmuş Yolcusunun Kitap Okuma Serüvenleri

Öykü: Özay Erdem - Bir Dolmuş Yolcusunun Kitap Okuma Serüvenleri (İshak Edebiyat, 2022)

Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya

Keyifli dinlemeler...


"Kitap okumanın mahrem bir eylem olduğunu o sabah dolmuşta şoförün yanına oturunca anlayacaktı Yaman Bey. Her zamanki gibi işaret parmağını asfalta paralel olarak kaldırdı. Ama tam önünde duran dolmuşun bu sefer otomatik kapısı açılmadı. O vakit kaldırımda hafifçe yana doğru eğilip soran bakışlarla şoföre baktı. Boncuk gözlü şoför korna çalıp ön koltuğu işaret etti. Kısa bir tereddüt anından sonra ne fark eder ki diye düşünüp bindi Yaman Bey. Sırt çantasını dizleri üstüne koyarak oturdu. Önce bir türlü alışamadığı kirli sakallarını kaşıdı sonra ücreti uzatırken tıraş olmalı artık diye düşündü. Hem müdür de ne zamandır ters ters bakıyordu onu böyle gördükçe. Fakat bu halinin kendisine getirdiği avantajı düşününce yine vazgeçti."

Jan 04, 202325:04