Kulaklık Kültürhane

Allogenler bu haftaki bölümünde refüj ve yaya geçidi ile karşımızda.

Ciran Ay ve Ramazan Özer bu bölümde yayalar için önem arz eden refüj ve yaya geçitlerini Amerika ve Mersin'de ki örnekleriyle kıyaslamaya çalışıyor, refüjün kent içindeki etkilerini ele alıyor.

Allogenlerin bu haftaki konusu kaldırım.

Ciran Ay ve Ceren Gamze Yaşar Ankara ve Mersin kaldırımları üzerinde yürümeye çalışırken, yerel yönetimler ve kentsel politikalar çukurunda uzun bir sohbette kayboluyor.

Programımızın bu haftaki allogeni "çeşme".

Dilimize Farsça "çaşma" kelimesinden geçen anlamı ise "göz" olan bu yapının tarihsel yolculuğu bize kentler hakkında neler söylüyor?

Suyun kutsallıktan değersizliğe, değersizlikten metalaşmaya giden yolculuğu bugün nereye doğru gidiyor?

Giderek değerini kaybeden çeşmeleri konuşurken suyun kutsallığının kafalarımızı karıştırdığı bu bölümde gelin suyun tarihsel süreçteki yolculuğunu ve günümüzdeki değerinin kayboluşunun sebeplerini beraber düşünelim.

Allogenlerin bu haftaki konusu salon.

Bu bölümde aslında konut içerisinde konumlanan salonunun zaman içinde nasıl kamuya açıldığını; kamuda salon olarak geçen birimlerin ise nasıl özel alana dönüştürüldüğünü konuşacağız.

Gelin bu allogenin kamusal-özel çatışmasında neler yaşadığını hep beraber dinleyelim.  

Bu haftanın allogen konusu ıslak zeminler!

Yani mutfak, banyo, tuvalet vb.

Yani evlerimizin yüzeyinin suyla temas eden bölümleri.

Gelin bu bölümde hamam kültüründen ebeveyn banyosuna, mutfaktaki cinsiyet rollerinden tuvaletlerin felsefik boyutuna kısa bir gezintiye çıkalım.

Fransız balkon, balkon konuşmaları, büyük balkonlar, küçülen balkonlar, kapalı balkonlar, localar, balkon perdeleri, balkon çiçekleri, balkonerler…

Bir balkona neden ihtiyaç duyarız?

Allogenler’in bu haftaki konusu balkon.  Gelin, gördüğün ve göründüğün; seyrettiğin ama seyredilmek istemediğin bu yarı kamusal ögenin tarihi ve işlevlerine doğru kısa bir gezintiye çıkalım.

Allogenlerin bu haftaki konusu Avlu.

Avlunun tarihsel dönüşümünü, işlevini, farklı biçimlerini konuşuyor, günümüzde avlu olarak nitelendirebilecek kentsel birimlerin içerisinde dolaşıyoruz...

Verdiğimiz uzun aradan sonra yeni bölümümüzün konusu deprem. Allogenler köle ile yurttaş arasında kalan kimseler demiş; bu kavramı kentlere uyarlayıp kamusal özel alan çatışmasını konuşmuştuk. Şimdi ise hem kenti hem de kentliyi allogen hala getiren bir olayı, depremi konuşuyoruz.

Allogenlerin ilk bölümünde meydanları konuşuyoruz.

Meydanlar nasıl ortaya çıktı?

Formu ve mimarisi tarihsel süreçte nasıl değişti?

Bizden öncekiler, halk, iktidarlar meydanı nasıl kullandı?

Peki biz bugün meydanları nasıl /neden kullanıyoruz?

Tüm bu soruları yanıtlarını birinci bölümümüzde aradık.

Ciran Ay & Ulaş Bayraktar

Nedir, Kimdir Allogen?

Allogen, antik dönemde kölelerden biraz fazla, yurttaştan biraz az söz hakkına sahip kişidir. 

Biz bu rogramda kentin allogenlerini gezip; köle ile yurttaş arasındaki muğlaklığı, özel alan ile kamusal alan arasında aramaya çalışacağız. 

Kentin sokaklarında, meydanlarında gezip; balkonlardan, ıslak zeminlere bakacağız...

Bizi takipte kalın :)

Ciran Ay & Ulaş Bayraktaroğlu

BilirBilmezler'in ilk sezonunun son programında Hakan Atay ve Ulaş Bayraktar Bernard Stiegler'in "Politik Ekonominin Yeni Bir Eleştirisi İçin" başlıklı kitabını tartışıyor. Günümüz filozoflarının ekonomi politiğe yönelik ilgisizliğine dem vurarak açtıkları tartışma güncel krizin kökenlerinde yatan protelerleşme süreciyle devam ediyor. Stiegler'in çalışmasında yer verdiği geçmişe yönelim süreçleri, gramatizasyon, libidinal ekonomi, farmakonlar, otium gibi kavramları tek tek alıyorlar. 

Programın sonunda ilk sezon konuşulanların ışığında Kültürhane'nin kendisini değerlendiriyorlar.

Bir maniniz yoksa sizin kulaklarınıza da misafir olmak isteriz.

Bu kayıt Vaha Derneği Sürdürülebilirlik Fonu tarafından desteklenmektedir.

Birkaç haftadır nesne ontolojisiyle meşgul olan bilirbilmezler bu bölümde bitkilere yöneliyorlar ve yapraklardan, köklere ve çiçeklere yönelerek felsefenin oldukça ihmal ettiği bitkilerin yaşamı üzerinden bir karışımın metafiziğini konuşuyor ve hayatın içine batıyor.

Bir maniniz yoksa sizin kulaklarınıza da misafir olmak isteriz.

Bu kayıt Vaha Derneği Sürdürülebilirlik Fonu tarafından desteklenmektedir.

Bilirbilmezlerin yeni kaydında Hakan Atay ve Ulaş Bayraktar Graham Harman'ın Nesne Yönelimli Ontoloji yaklaşımını ele alıyor. Temmuz sonunda Göçebe Düşünce Derneği'nin misafiri olarak Şirince'de olacak Harman'ın çok tartışılan yeni ontolojik yaklaşımını genel hatları ile ele aldığımız bu yayında nesneleri düşünme, anlama ve anlamlandırma çabamızın içinde nasıl ele alabileceğimizi konuşuyoruz.

Bir maniniz yoksa sizin kulaklarınıza da misafir olmak isteriz.

Bu kayıt Vaha Derneği Sürdürülebilirlik Fonu tarafından desteklenmektedir.

#nesne #nesneyönelimliontoloji #grahamharman #kültürhane 

Bilirbilmezler'in yeni bölümünde İthaki Yayınları'nın Minima Serisi'nden ikinci bir kitapla, Brian Thill'in "Atık" çalışması ile nesne sosyolojisine dair söyleşilerimize devam ediyoruz. Hakan Atay ve Ulaş Bayraktar, coğrafya ve zaman içinde bir kaçış hikayesinin odağına koyduğumuz atıkları farklı bir şekilde düşünmeye çalışıyor.

Bilirbilmezler, Saha Derneği Sürdürülebilir Fonu desteğiyle gerçekleşmektedir.

#atık #ithaka #minima #brianthill #objectlessons #nesnesosyolojisi 

BilirBilmezler'in yeni kaydında Hakan Atay ve Ulaş Bayraktar tozu dumana katıyor. İthaki Yayınları'nın Minima Serisi'nden yayınlanan Michael Marder'ın Toz başlıklı kitabından hareketle kah toz tutarak, kah toz alarak, kah toz atarak hasbihal ediyor. 

Bu program SAHA Derneği'nin Sürdürülebilirlik Fonu'ndan nasiplenmiştir.

#bilirbilmezler #toz #ithaki #kulturhane #minima #michaelmarder #nesneontolojisi

BilirBilmezler'in yeni kaydında Hakan Atay ve Ulaş Bayraktar Bruno Latour'un "Toplumsalı Yeniden Toplama" kitabının rehberliğinde yazarın sosyali yeniden tanımlama çabasını, aktör-ağ teorisini tartışıyor. 

Bu program SAHA Derneği'nin Sürdürülebilirlik Fonu'ndan nasiplenmiştir.

#brunolatour #sosyal #toplumsal #aktörağteorisi #ANT #sosyoloji

BilirBilmezlerin yeni kaydında Günther Andres'in rehberliğinde Kafka'nın peşine düşüyor, onun edebiyatı bir deney yöntemi olarak kullanarak isimleri, mefhumları tahrif ederek yabancıyı ortadan kaldırışının inceliklerini konuşuyoruz. Tam da yaşadığımız çağa akraba bir ruh halini çözümlemeye kalkışarak, bugüne anlam verme çabamızı sürdürüyoruz.

BilirBilmezler SAHA Derneği'nin Sürdürülebilirlik Fonundan nasiplenmektedir.

#bilirbilmezler #kafka #edebiyat #şato #dava #dönüşüm

BilirBilmezler'in ikinci bölümünde Hakan Atay ve Ulaş Bayraktar Caroline Levine'in "Biçimler" başlıklı kitabından hareketle bütünleri, ritimleri, hiyerarşileri ve ağları konuşuyor.

Artık Hakan Atay ve Ulaş Bayraktar keyfekeder aralıklarla o aralar akıllarında dönüp duranları, bilip de bilemediklerini, bilip de bilmemezlikten geldiklerini ve/veya/hatta bilmediklerini bildiklerini birlikte konuşuyor olacak ve cehaletlerine cehalet katacaklar. 

Ortadoğu ve Balkanların bu ilk Bilirbilmezliği Güneşin Oya Aydemir'in Kompost Çağı önermesine temel atıyor; çürüme ve canlılık diyalektiğinin farklı cenahlarını masaya yatırıyor.

İki geveze cahilin takımdan ayrı düş koşusuna zaman ayıracak kadar şanslıysanız sizleri de Kulaklık Kültürhane'ye bekleriz. 

#kompost #flaubert #tahsinyücel #yaşarkemal #güneşinoyaaydemir #buğday 

Bu program SAHA Sürdürülebilirlik Fonu katkılarından nasiplenmiştir.

Kayıt: M. Burkay Gündüz

Yayına Hazırlayan ve Kapak Tasarım: Nilgün Yardımcı

Bu hafta şehre kendini tanıtmak isteyen markalar yüzünden kentle  zayıflayan bağlarımızı konuşuyoruz. Tüm şehri kaplayan ilan ve reklam  panolarının görünür görünmez etkileri ve bu işgale karşı gelişen  politika ve tepkilerin izini sürüyoruz.

Kaydın içeriği

Reklamların içinden canım  

https://penji.co/types-of-outdoor-advertising/ a 

2:19 Şehirle tanış olmak 

2:42 Mekanın İzi 

https://www.mimarizm.com/haberler/yem-yayin-in-yenileri-grafik-tasarimci-gozuyle-kitap-ve-mekan_117499 

4:23 Çığırtkan kent 

5:39 Raf olarak kent 

6:46 Kültür Hakkı İhlali 

https://www.theguardian.com/cities/2015/aug/11/can-cities-kick-ads-ban-urban-billboards 

8:50 İklim Krizine Yataklık 

https://www.rapidtransition.org/stories/adblocking-the-global-cities-clearing-streets-of-advertising-to-promote-human-and-environmental-health/ 9:44 reklamın yönü 

10:44 işgalci reklamlar 

11:04 reklam eşitsizliği  

https://www.bbc.com/worklife/article/20200817-the-inequality-of-outdoor-advertising-exposure 

12:27 Araba alın ama… 

https://gizmodo.com/french-car-ads-will-soon-be-required-by-law-to-tell-you-1848310770 

13:20 yayılan reklam karşıtlığı 

https://www.equaltimes.org/the-growing-global-movement-to-end?lang=en#.YdvzZVlRVPZ

Rasathene tüm bölümler: 

https://www.youtube.com/playlist?list=PL8F7R7P9lxJpoj57aBJZi-_1Mw0479dGt

destekleriniz için: patreon.com/kulturhane

Kültürhane Sinema Sohbetleri'nin ilk podcast'inde Onur Aytaç Diyalog filminin yönetmeni Ali Tansu Turhan'ı ağırlıyor. Filmin yapımı ve dağıtımında başvurulan alternatif yöntemleri konuştukları sohbeti kulaklıklarınızla paylaşıyoruz.

Kurgu: Burçak Görel

#sahadernegi #kulturhane #diyalog

Barış Akademisyenlerinden Hudut Dışı Öyküler kitabından seslendirdiğimiz son öykü Ayşe Gül Yılgör'ün sesiyle Hakan Mertcan'ın "Daralan Yollarda Hayat":

"Ama bitmiyordu, nihayet yaşlı bir memur geldi ve ikna oldu, mührü vurdu, 'Gidebilirsiniz.' 'Gidebilir miyim?' diye tekrarladı içinden birkaç kere, evet tekrar kuyruğa koşuyordu, memurun önüne ulaştı ve o da vurdu mührü kalbine, artık yol açıktı. Yürüdü koşarcasına, hızlandı, hızlandı... U-Bahn Bamberg'e varmıştı."

Kitabın basılı halini doğrudan yayınevinden %30 indirimli olarak sipariş edebilirsiniz:

https://notabene.com.tr/ana-sayfa/472-baris-akademisyenlerinden-hudut-disi-oykuler-ana-sayfa-9786052602003.html

Barış Akademisyenlerinden Hudut Dışı Öyküler kitabından seslendirdiğimiz beşinci öykü Burçak Görel'in sesiyle Meltem Gürle'nin "Bağlardan Geç, Bahçelerden Geç Git".

"Kadın yutkundu. Bir şeyler söylemek istedi. Olmadı.

'O şiiri yanlış biliyorsun,' dedi sonunda, 'Senin dediğin gibi değil. Hiç değil.'"

Kitabın basılı halini doğrudan yayınevinden %30 indirimli olarak     sipariş edebilirsiniz:     https://notabene.com.tr/ana-sayfa/472-baris-akademisyenlerinden-hudut-disi-oykuler-ana-sayfa-9786052602003.html

Barış   Akademisyenlerinden Hudut Dışı Öyküler kitabından öyküler  seslendirmeye  devam ediyoruz. Serinin döördüncü öyküsü Aysun Koç Aydoğan'ın  seslendirmesiyle Meral Camcı'nın "İle Birlikte... Seferi".

"Türkçede söylenişi de Arapçanın belli bir telaffuzunda olduğu gibi sefer. Kulağa gelişi de, çağrışımı da hem güzel hem hüzünlü. Sefere çıkmak, gitmek demek bir yandan. Birileri gidince birileri, bir şeyler kalır geride. El sallayan, uğurlayan, olduğu yerde öylece kalan, bekleyen..."

Kitabın basılı halini doğrudan yayınevinden %30 indirimli olarak    sipariş edebilirsiniz:    https://notabene.com.tr/ana-sayfa/472-baris-akademisyenlerinden-hudut-disi-oykuler-ana-sayfa-9786052602003.html

Barış  Akademisyenlerinden Hudut Dışı Öyküler kitabından öyküler seslendirmeye  devam ediyoruz. Serinin üçüncü öyküsü Onur Aytaç'ın seslendirmesiyle Selim Çakmaklı'nın "İnsanın Gurbeti". 

"Ben her yaz başında fırsat bulup Arsuz'a giderdim. Kumsalda fırtınalı kışın izleri arasında yürürdüm. Deniz kabuğu toplardım. Onun içinde bir hayat vardı kıyıya vurmadan önce; sonrasında bir evin süsü ya da küçük bir akvaryumda öylesine duran bir nesne. Buradaki ilk yılımın sonunda aynen öyleydim ben..."

Kitabın basılı halini doğrudan yayınevinden %30 indirimli olarak   sipariş edebilirsiniz:   https://notabene.com.tr/ana-sayfa/472-baris-akademisyenlerinden-hudut-disi-oykuler-ana-sayfa-9786052602003.html

Megaron’un 12. Bölümünde Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Ankara Tabip Odası ortaklığında düzenlenen ‘ KENTLER VE SALGINLA MÜCADELE: Yapılı Çevre Tasarımı ve Halk Sağlığı’ başlıklı makale yarışmasını değerli konuklarımız Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan ve Ankara Tabip Odası Başkanı Vedat Bulut ile ele alıyoruz.  Yarışma şartnamesi ve detaylı bilgi için: http://makale.mimarlarodasiankara.org/

Megaron'un 10. bölümünde uzun zamandır üzerinde tartıştığımız ve kafa yormaya çalıştığımız bir konuyu Kentsel Tarımı ele alıyoruz. Özellikle kovid-19 sonrası kentlerde tarım yapma pratikleri oldukça sık karşımıza çıkıyor. Bireysel bazı çabaların yanında yerel yönetimlerin de bu konuya yoğunlaşmış oldukları ve kent mekanında bir takım projeler ürettikleri veya üretmeye çalıştıkları aşikar. Bu bağlamda gündemdeki bazı projelere de değinerek kentsel tarımı Kent Araştırmacısı Melike Selin Durmaz Ekenler ile konuşuyoruz.

Megaron'un 9. bölümünde kovid-19 sonrası tasarım dünyasının ürettiği ürün tasarımlarını, iç mekan düzenlemelerini, açık alan ve kentsel tasarım önerilerini sizlerle paylaşıyoruz. Bilim kurgu filmlerini aratmayan ve koronavirüsten korunma amacıyla üretilen siperliklerden yeni restoran düzenlemelerine sosyal mesafeli öğrenme alanlarından koronavirüs dirençli mahalle tasarımına kadar geniş bir yelpazede üretilen projelerden oluşan derlememizi bu programda bulabilirsiniz.

Megaron'un 8. Bölümünde canlı ve cansız varlıkların oluşturduğu yeryüzündeki doğal dengeyi mimarlık perspektifinden konuşuyoruz. Konuğumuz Peyzaj Yüksek Mimarı Seda Kurt Şengün.   Peyzaj mimarlığı denilince toplumda ne gibi çağrışımlar oluştuğu, türlü canlı arasındaki ekolojik dengenin tasarımda çağrıştırdıkları, yer ile ilişki, yere ait olma, gelenekten beslenme gibi alt başlıklar bu programın içeriğini oluşturuyor.   Programda bahsi geçen iki yazıya ait linkleri aşağıda bulabilirsiniz.  

Birlikte Yaşam, Ekolojinin Mimarlığı: https://xxi.com.tr/i/birlikte-yasam-ekolojinin-mimarligi  

Pikionis'in Zihin Coğrafyası: https://www.academia.edu/39835953/Pikionisin_Zihin_Co%C4%9Frafyas%C4%B1

Megaron'un 7. bölümünde yaşadığımız olağanüstü günlerin mimarlık ortamına etkisini bir de  yarışmalar (kentsel tasarım yarışmaları, mimari proje yarışmaları, fikir projesi yarışmaları) perspektifinden konuşalım istedik.   

Yarışma ile proje elde etmenin önemi, yarışma projesi üretme süreçleri, jüri değerlendirme toplantıları, kolokyumlar ile ilgili pandemi öncesi ve sonrası durumları Mimar, Karikatürist Deniz Dokgöz ile değerlendiriyoruz.

Megaron'un 6. bölümünde umut veren, heyecanlandıran, geçmiş ve doğa ile kopardığımız bağları biraz da olsa hatırlamamıza vesile olacak bir konu ve konukla karşınızdayız. Topraktan öğrenip toprakla inşa etmenin nasıl mümkün olabileceğini tüm bunları yaparken topluluk ruhuyla hareket etmenin üretime verdiği katkıyı ve  Gökçeada'da yapılacak Çocuk Köyü Projesi'ni Toprak Yapı Ustası ve Biyo Mimar Merve Tekin Sezgin'den dinliyoruz. 

Merve Tekin Sezgin'in diğer işlerini instagram: meru_obaruhu hesabından ve https://obaruhu.org/ adresinden takip edebilirsiniz.

Geçen bölüm konuşmaya başladığımız koronanın kentsel mekan üzerindeki etkileri konusuna Megaron'un 5. bölümünde devam ediyoruz.  Salgının yarattığı sağlık mekanı ihtiyacına karşı ülkelerin çözümleri ve Atatürk Havalimanındaki sahra hastanesi konusunu tartışarak başlıyoruz bu bölüme. Şehir merkezlerindeki yoğunluğun korona sonrası nasıl ele alınacağı, kent içi ulaşımın nasıl çözülebileceği, bisiklet ağının hızlı bir şekilde nasıl kurulabileceği, yeni yapı malzemesi araştırmalarına bu sürecin hız verip vermeyeceği konuları ile devam ediyoruz. 

Mersin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ali Ulusoy'un bir de açık çağrısı var: 'Gelin bundan sonraki süreci sorumluluk almak isteyen, kentle ilgili meselelere kafa yoran, fikri olan insanlarla birlikte tasarlayalım'

Megaron'un 4. bölümünde koronanın kentsel mekana etkilerini ve alışageldiğimiz kentsel ve mimari tasarım pratiğinin korona sonrası dönemde nasıl şekillenebileceğini konuşuyoruz. Bu bölümde çok değerli iki konuğumuz bizlerle birlikte.  

Mimar, Fotoğrafçı Egemen Karakaya'nın video çekimleri ile karantina günlerinde İstanbul'un en kalabalık sokaklarını, meydanlarını geziyor, bir mimar ve fotoğrafçı gözünden kentsel mekan deneyiminde meydana gelen değişiklikleri, bu dönemin mimari proje üretim süreçlerine yeni araçlar ekleyip eklemediğini konuşuyoruz. Ayasofya ve etrafının karantina günlerindeki video kayıtları ise Megaron'un 4. bölümüne özel ilk kez seyircisi ile buluşuyor.   

Mimar Haydar Ali Ulusoy ile tarihsel süreçte meydana gelen önemli salgın hastalıkları değerlendiriyor ve yaşadığımız pandemi durumunun kentsel mekana etkilerini, süregelen mekansallaşma pratiğinin nasıl evrilebileceğini iklim krizi, korona ilişkisini de ele alarak sizlerle paylaşıyoruz.  Egemen Karakaya’nın diğer işlerini http://www.egemenkarakaya.com/  web sitesinden veya egemenkarakaya ve motoflaneur instagram hesaplarından takip edebilirsiniz...

Megaron'un 3. Bölümünde içinde bulunduğumuz bu ortamın çoğumuzda oluşturduğu korku ve endişeyi biraz olsun kenara bırakıp zihinlerimize nefes aldırmak istedik.  

Bu bölümde iki ayrı disiplin olan Mimarlık ve Arkeolojinin kaçınılmaz birlikteliğini, tarih yazımında arkeolojinin yerini, yeni bir pratik olan toplum arkeolojisini, hep duyduğumuz fakat çoğumuzun tam olarak ne anlama geldiğini bilmediğimiz bazı teknik tanımları Koruma Uzmanı, Mimar Seçil Tezer Altay ile konuşuyoruz. İyi seyirler.. #mimarlık #arkeoloji #bergama

Tüm dünyayı saran koronavirüs pandemisinin #mimarlık ve #tasarım dünyasında çok yeni yollar açtığı aşikar.  Kollektif çalışma gruplarının, #dayanışma ağlarının kurulduğu olağanüstü zamanlardayız. Megaron'un 2. bölümünde dünyadan ve ülkemizden örneklerle mimarlık ve tasarım dünyasının pandemiye karşı ürettiği çözümleri konuşacağız. Ülkemiz için umut verici bir oluşum olan Acil Korona Mekanları'nı temsilen gönüllü Deniz Öztürk bizlerle birlikte olacak.   

Acil Korona Mekanları Ağı’nın çağrısı şöyle:  

“Dünyanın çeşitli ülkelerinde tasarımcılar benzer kaygılarla üretimlerde bulunuyorlar. Biz de bu çabanın parçası olmak istiyoruz. Ek yatak kapasiteli hastane destek birimleri, bakım yerleri, karantina alanları, yoğun bakım üniteleri, sahra hastaneleri, sağlık personeli için geçici yaşam alanları oluşturabilmek amacıyla tasarım ve mekansal organizasyon önerileri için bir ağ kurduk. Acil Korona Mekanları ismini verdiğimiz bu ağ; yukarıda saydığımız ve süreç içinde ortaya çıkacak tüm mekansal ihtiyaçlar için gönüllü emeği esas alan kolektif üretim biçimiyle çalışmayı hedefleyen herkese açıktır. Bu çağrıyı mimarlar olarak başlatıyoruz ama acil korona mekanları için desteğe hazırım diyen herkesi bu ağın parçası olmaya davet ediyoruz. Süreç içinde; TTB, Sağlık Bakanlığı ve belediyeler ile koordineli çalışmayı istiyoruz.

Sosyal Medya İletişim Adresleri: Mail: acilkoronamekanlari@gmail.com Twitter: twitter.com/acilkoronamekan Instagram: instagram.com/acilkoronamekanlari/ Facebook: Acil Korona Mekanları  İyi seyirler dileriz...

MEGARON Mimarlık, Mühendislik, Planlama Konuşmaları   

Megaron; mimarlığın ilk yapısı, insan yerleşmelerinin temel birimi ve ilk mekanıdır. Bir giriş biriminden girilen, ortasında bir ocak bulunan dikdörtgen planlı odadır. Odaya hayat veren ocakta yanan ateştir. Ateş, odayı ısıtır, insanları etrafında toplar dolayısıyla iletişim başlar ve ilişkileri güçlendirir. Ayrıca megaron, mimarlığın, mühendisliğin ve kentsel planlama disiplinlerinin bir arada olduğu ilk yapıdır. Bu minvalde Kültürhane ve Mimarlar Odası Mersin Şubesi ortaklığında hazırlanan yeni bir program serisine başlıyoruz. Megaronda içinde yaşadığımız yapılı çevreyi direkt etkileyen birçok konuyu işinin ehli mimar, mühendis ve şehir plancılarla konuşacağız.   Megaron'un ilk bölümünde Mimarlar Odası Mersin Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Şahin ile kentimizin uzun zamandır çözülemeyen problemi 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planının hazırlanma sürecini, karşılaşılan ve hala çözülemeyen sorunları konuştuk. Bir sonraki programda görüşmek üzere iyi seyirler dileriz.

Barış Akademisyenlerinden Hudut Dışı Öyküler kitabından öyküler seslendirmeye devam ediyoruz. Serinin ikinci öyküsü Aslı Odman'ın seslendirmesiyle Bediz Yılmaz'ın "Dağda Bir Pazar Günü".

Kitabın basılı halini doğrudan yayınevinden %30 indirimli olarak  sipariş edebilirsiniz:  https://notabene.com.tr/ana-sayfa/472-baris-akademisyenlerinden-hudut-disi-oykuler-ana-sayfa-9786052602003.html

KHK Öykülerinden sonra Hakan Mertcan'ın derlemesiyle yine NOTABENE Yayınları'ndan çıkan Barış Akademisyenlerinden Hudut Dışı Öyküler kitabının bazı bölümlerinin seslendirmeye başlıyoruz.

İlk kaydımız Aysun Koç Aydoğan'ın seslendirmesiyle Hakan Mertcan'ın Önsöz'ü.

Kitabın basılı halini doğrudan yayınevinden %30 indirimli olarak sipariş edebilirsiniz: https://notabene.com.tr/ana-sayfa/472-baris-akademisyenlerinden-hudut-disi-oykuler-ana-sayfa-9786052602003.html

"Akademisyenlerden  KHK Öyküleri"nin beşinci kaydında Cenk Yiğiter'in "Bir KHK'lı Akademisyenin Son Dört Yılından Fragmanlar" öyküsü Onur Aytaç'ın seslendirmesiyle Kültürhane  Kulaklık'ta.

"Akademisyenlerden KHK Öyküleri"nin dördüncü kaydında Didem Dayı'nın "Ağlamıyorum Gözüme Toz Kaçtı" öyküsü Burçak Görel'in seslendirmesiyle Kültürhane Kulaklık'ta.

"Akademisyenlerden KHK Öyküleri"nin üçüncü kaydında Hafize Öztürk Türkmen'in "Barış Diyenler Yanartaş'ın Ateşinde" öyküsü Aysun Koç Aydoğan'ın seslendirmesiyle yayında.

 “Bu Suça Ortak  Olmayacağız” bildiri metnini imzaladığı için üniversitelerinden ihraç  edilen Barış Akademisyenleri'nin hikayelerini içeren "Akademisyenlerden KHK Öyküleri"ni seslendirmeye devam ediyoruz.

Bu bölümde Filiz Arıöz'ün "Hala Şaşırmaya Devam Ediyorum İnatla Kabullenmemek İçin Belki de..." adlı hikayesini Damla Özen seslendirdi.

“Bu Suça Ortak  Olmayacağız” bildiri metnini imzaladığı için üniversitelerinden ihraç  edilen Barış Akademisyenleri'nin hikayelerini içeren "Akademisyenlerden KHK Öyküleri"ni seslendirmeye devam ediyoruz.

Bu bölümde Özdemir Aktan hocamızın "Barış Olmadan Hekimlik Olmaz" adlı hikayesini A. Togay Kılıçoğlu'nun seslendirmesiyle dinliyoruz.

Bu yayından başlayarak "Akademisyenlerden KHK Öyküleri"nin bazı bölümlerini sesli öykü olarak sizlerle paylaşıyoruz.

“Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildiri metnini imzaladığı için üniversitelerinden ihraç edilen Barış Akademisyenlerinden  on dördünün öykülerini ve birisinin savunmasından alıntılarından oluşan kitap 2018 yılında  Kuvvet Lordoğlu tarafından yayına hazırlandı ve Yordam Kitap’ın  katkılarıyla NotaBene Yayınları tarafından basıldı.

Bu ilk kayıtta Aysun Koç Aydoğan'ın seslendirmesiyle kitabın önsözünü dinliyoruz

Üçüncü yılımızı doldurduğumuz 23 Eylül günü Kültürhane'nin ortakları  olarak bir araya gelip bu üç yılın bir değerlendirmesini yaptık.  Kültürhane'nin bizi nasıl değiştirdiğini, çevresini nasıl dönüştürdüğünü  konuştuk. Zorluklardan bahsettik, desteğini esirgemeyenlere  şükranlarımızı sunduk, dayanışmanın sürmesi için mevcut araçları  hatırlattık.   Bu sene-i devriye muhasebesine kulak vermek isterseniz diye kaydını  buraya da düşmüş olalım.

Yoksulluk Nafakası nedir? Hangi kapsamda, kimlere sağlanır? Yoksulluk nafakası ödemesi bir ömür boyu sürer mi? Nafaka hakkından kim neden rahatsız oluyor?  Tüm bu soruların cevabını yoksulluk nafakası, aile, erkeklik, toplumsal  cinsiyet konularına dair sosyolojik çalışmalar yürüten feminist  araştırmacı Hilal Dikmen'den dinledik.  **Söyleşide bahsi geçen Duvardibi "Nafaka" Sayısı:  https://cdn3.andyayincilik.com/dergi/duvardibi_dergi_23.pdf  #YoksullukNafakası #NafakaHakkı #NafakaHakkıEngellenemez

Kültürhane’de yeni bir program serisine başlıyoruz. Amacımız Mersin’in  sivil toplum hayatında aktif oluşumların tarihlerini, faaliyetlerini  dinlemek, kayıt altına almak, bir grup gönüllünün biraraya gelerek  başlattığı maceraların nelere evrilebileceğini görmek, böylece  yenilerine ilham verebilmek. Ama 'sivil' yerine etimolojik olarak bize  daha doğru gelen 'medeni' kelimesini kullanmayı tercih ediyoruz zira  kelimenin kökeni tıpkı 'civil' gibi kente, kentliliğe dayanıyor. İlk programımızın konukları, Kültürhane üç yıl önce açıldığında da  ağırlama mutluluğunu yaşamış olduğumuz ilk örgüt olan Mersin ODTÜ  Mezunları Derneği. Dernek adına Yönetim Kurulu Başkanı Alper Girgeç ve  Burs Komisyonu Başkanı Kadriye Girgeç'ten derneğin hikayesini ve  faaliyetlerini dinliyoruz. #mersin #siviltoplum #kentlilik #odtü #metu #odtümezunları