Leiden Mektupları | Türkçe Podcast
By Ayşegül Yayla Wierdsma
Her bölümde bir aşk göçmeninin Hollanda'ya yerleşim gözlemlerini dinleyebilirsiniz. Dümdüz bir ülke, kanallar, bisikletler, ilişkiler, eğitim ve iş bulma çabaları...
Bana Twitter’da @leidenmektuplar veya Instagram’da @aysemeisje hesaplarından ulaşabilirsiniz.
Leiden Mektupları | Türkçe PodcastMar 26, 2020
25. Mektup – Kral Günü
Bu bölümde Hollanda’da 27 Nisan Kral Günü kutlamalarının tarihini kısaca anlatıyorum.
Herkese turuncu bir gün dilerim! 🧡
24. Mektup – Siyasi Partiler
17 Mart genel seçimlerinden önce çok fazla detaya girmeden Hollanda’da hangi partiler başı çekiyor diye bir bölüm hazırlarken fark ettim ki içime işlemiş olan Türkiye seçmeni kodları ile yeni kazandığım Hollanda seçmeni kodları birbirinden farklı!
23. Mektup – Elfstedentocht
Hazır kanallar buz tutmuşken size dünyanın en uzun buz pateni yarışı olan Elfstedentocht tarihi anlatıyorum. Hem de 11 dakikada! İstifa etmiş olan Başbakan Rutte’nin de dediği gibi neden Hollanda’da yaşıyoruz sorusunun cevabı adeta Elfstedentocht aşkı yani burada kışlar bir harika geçiyor dostum!
22. Mektup – Rutte’nin İstifası ve Zenofobi
Podcast’im bugün bir yaşında! 🎉
Yılbaşı kutlamalarındaki havai fişek gösterilerinden Mark Rutte’nin istifasına, çocuk yardımı skandalından, göçmenlere güvensizliğe ve dolayısıyla zenofobiye, Tinder’dan tanışma kanıtlarına kadar detaylı oturma izni başvuruları olmak üzere yine nonstop konuşuyorum.
Sürpriz yeni podcast projesini de hafiften çıtlatıyorum 😉
21. Mektup – Modern Hollanda Tarihi
KLM’in kuruluşu, Audrey Hepburn, İkinci Dünya Savaşı, Rotterdam’ın bombalanışı, Anne Frank’ın günlüğü, Hollanda direniş hareketi ve evde saklanan Yahudiler, Avrupa Birliği’nin temelleri, Johan Cruijff, Turks Fruit filmi ve Rutger Hauer, LGBT evlilik hakkı ve yeni kral Willem-Alexander...
20. Mektup – Cumhuriyetten Krallığa, Kolonileşme ve Max Havelaar
Yine bir Hollanda tarihi dersiyle karşınızdayım: Willem de Zwijger, Mayflower Gemisi, cumhuriyetin ilanı, Napolyon’un işgali ve krallığa geçiş, Transatlantik köle ticareti üzerine Hollanda’nın kolonileşmesi ve Max Havelaar kitabının Hollanda kolonilerinin kötü yönetimi eleştirisi.
19. Mektup – “Even old New York was once New Amsterdam”
Hollanda tarihinin en civcivli dönemini anlatıyorum: Altın Çağ! Birleşik Hollanda Cumhuriyeti, Doğu ve Batı Hindistan Şirketleri, Amsterdam Borsası, Atlantik köle ticareti… Köle ticareti açısından evlere şenlik bir tarihleri olduğu için bu bölüm bol eleştirili efendim, beklerim!
Lubach ft. Fresku – Canon: https://youtu.be/yA40QEzFdko
Achtentachtig alles prachtig!
18. Mektup – Orta Çağ Şehirleşmesi, Kalvinizm ve Wat is je naam?
Bu bölümde hızlandırılmış bir Orta Çağ Hollandası tarif ediyorum: “Hebban olla vogala” ile başlayan ilk Hollandaca yazı kalıntısı (“Tüm kuşlar yuvasını kurdu, senle ben hariç, biz neyi bekliyoruz?”), feodalite ve soyluların otorite çekişmesi, ‘s-Hertogenbosch ve Amsterdam’ın şehirleşmesi, yorgancılık, balığı tuzla saklama icadı ve denizcilik, Kalvinizm, ikonoklazm ve Reform hareketi. Hollanda’da iş bulma zorluğunda birebir eşleşen tecrübe, dil ve network şartı. Bu dilde bir de adımızı söylemeyi hafiften öğrenelim:
Wat is je naam?
Mijn naam is … / Ik ben …
17. Mektup – Erken Orta Çağ ve Zoom Yorgunluğu
16. Mektup – Hollanda Tarih Öncesi ve Hoe Gaat Het?
Bu bölümde biraz Hollanda tarihine giriş var: buzul tabakası, Neandertallar, Hunebedden, ticaret, Germen kabileleri ve Romalılar… Sonra Hollanda Çocuk Kitapları Haftası ve biraz da dil öğrenmece:
Hallo, hoe gaat het?
Het gaat goed, en met jou?
15. Mektup - Yoga ve Patavatsız Hollandalılar
Yeni kapak tasarımı, yeni trailer ve yeni anlatı tarzıyla Leiden Mektupları'nın ikinci sezonuna hoş geldiniz!
15. bölümde soru üzerine yogaya nasıl başladığımdan, güneşi değil de klimayı selamlamaktan, ehliyet sınavını yine geçemememden ve de Hollandalıların iş kültüründeki patavatsızlıklarından bahsediyorum.
14. Mektup - İki Sezon Arası
Kısa bir sezonlar arası güncelleme bölümü hazırladım. Mektuplar bittiği için bundan sonra nasıl bir yol izleyeceğimi anlatıyorum. Biraz dinleyicilerden gelen soruları cevaplıyorum, biraz özeleştiri yapıyorum, biraz da Hollanda’dan bahsederken kullanacağım kaynak kitapları açıklıyorum. Leiden Mektupları’nın ikinci sezonu yakında başlamak üzere, beklerim efendim!
Trailer - Leiden'dan Mektubunuz Var!
Leiden'dan mektubunuz var!
Her bölümde bir aşk göçmeninin Hollanda'ya yerleşim gözlemlerini dinleyebilirsiniz. Dümdüz bir ülke, kanallar, bisikletler, ilişkiler, eğitim ve iş bulma çabaları...
Bana Twitter’dan @leidenmektuplar veya Instagram’da @aysemeisje hesaplarından ulaşabilirsiniz.
13. Mektup - Yazılan Son Mektup
13’ün uğursuzluğu Leiden mektupları zincirini de etkilemiş. Bir daha mektup yazmamışım. Bu son mektupta da bir master öğrencisinin göçebe yaşamını ve kütüphaneyi evi zannetmesini anlatıyorum. Üstüne de hayatta dengeyi bulma çabasına değiniyorum. Birçok kolu olan Buddha’nın ellerindeki işleri yaparken nasıl dengede kaldığına olan hayranlığımın bir yansıması bu belki de. Gelecek bölümlerde mektupsuz anlatmaya devam edeceğim. Bana Hollanda hakkında herhangi bir sorunuz veya podcast hakkında bir görüşünüz varsa çekinmeden yazabilirsiniz. Hepsini cevaplamaya çalışırım. Sevgiler, Ayşegül
12. Mektup - Café'den Mektup Yazmak ve Zwarte Piet Eleştirisi
Bölümler arasında okuduğum en romantik mektup bu olmalı. Yağmurlu bir Leiden akşamüstünde bir cafede oturmuş kedi seviyorum. Attila İlhan'dan alıntılar yapıyorum. Mektup yazmayı ve beraberindeki tüm detayları yaşıyorum. Üstüne Türkiye ve Hollanda arasında bu podcast aracılığıyla bir köprü inşa etmeye çalıştığımı anlatıyorum.
11. Mektup - Hızlandırılmış Yaz ve Ehliyet Sınavı
Havadan sudan, yaz sıcaklarından, pandemiden ve ehliyet sınavına tekrar girmeyi gerekli kılan Hollanda’nın taşlı göçmen yollarından bahsettiğim 11. bölüme beklerim!
10. Mektup - Bisiklet Üzerinde Akrobasi ve İlişkiler
Hollandalıların bisiklet üstündeki akrobasi hareketlerinden kadın erkek ilişkilerine ve evlilik kurumu sorgulamasına dair kendince kısa bir bölüm!
9. Mektup - Aya Sofya, LGBT Hakları ve Neden Hollanda?
Aya Sofya'dan LGBT haklarına, sanat tarihinden Ayşegül neden ve nasıl Hollanda'da sorularının cevabına kadar yine uzun uzun anlattığım bir bölümle Leiden Mektupları karşınızda!
8. Mektup - 3 Ekim Leiden'ın Kurtuluşu
7. Mektup - Güneşi Kaçırmamalı
Güneşin zor bulunduğu Hollanda! Evet hala aynı şey geçerli! Güneş çıktı mı kaçırmamak gerekiyor. Aşırı planlı yaşayan bu insanlar güneşli havayı görünce her şeyden vazgeçip dışarı bira içmeye çıkarlar. Yani korona öncesi dönemden bahsediyorum tabii. Şimdi de bahçelerine balkonlarına çıkıyorlardır. Yoksa D vitamini eksikliği çekerler zaten.
6. Mektup - Amsterdam Gezisi
Neyse zaten bu korona günlerinde trenlere sövmenin hiçbir anlamı yok. Evlere mıhlandık iki haftadır. Tabi size biraz da Hollanda’da bugünlerde korona virüsü sebepli neler yaşanıyor onları anlatayım...
Türkiye’de de aynı şekilde aslında mecbur olmadıkça hiç kimsenin, bakın altını çiziyorum hiç kimsenin dışarıda dolaşmaması gerekiyor. Siz siz olun ve lütfen elinizi vicdanınıza koyun, hiç kimsenin hayatını riske atmayın. O yüzden lütfen evde kalın!
5. Mektup - Eğlenceli Hollanda Beyleri
“Laf atarcasına bağıra çağıra şarkı söyleyen adamlar” tamlamasına takıldım. Sonra utanıp başımı defterden kaldırmamam. Ya duymamış gibi yapmak ya da dikkat çekmemek için yapmış olabilirim bunu. Korkmuş muyum ki acaba? Ama Hollandalılar sıcak kanlıdır böyle eğlenirler işte. Bana zarar vereceklerin değil de beni de eğlendirmek için gösterilerine devam etmiş olabilirler. Niye öyle namuslu iyi aile kızı kafasındaymışım ki? Çok garipsedim bu yazdıklarımı. Hollandalı beylerle tanışmıyormuşum demek ki o zamanlar. Bilsem ki birkaç yıl içinde bir Hollandalıya aşık olup evleneceğim, kesin o eğlenceli adamlara geri el sallardım!
4. Mektup - Çan Sesleri
Ne başıboşluk ne avarelik! Hatta 1890’lar Paris’indeki sanatçılar gibi biraz da voyeur’lük! Şehirde gezeyim, fotoğraf çekeyim, oh ne ala!
3. Mektup - Belçika Gezisi
Avrupa’da öğrenciyken gezmek gibisi yok! Üstelik çok da yakına gitmişim. Hemen burnumun dibindeki Belçika’ya. Düşününce, iyi gezmişim ya! Yalnız hala Antwerp ve Ghent’e gidemedim. İçimde bir uktedir. Ama kaçmıyorlar. O yüzden giderim canım bir ara.
2. Mektup - Romantik Keşif Turları
Şehri keşfediyormuşum. Biraz avare, biraz maceraperest ve çokça da romantik. Attila İlhan şiirleri mi istersiniz, gün batımı mı, şehrin bilmediğim yollarına sapmam mı? Gençlik işte, yaş 24, ama geriye bakınca epey de yalnızmışım. O yüzden kaleme kağıda sarılmışım ya işte. Şimdi geri dönsem aynı yurdun etrafındaki sokaklarda o keman sesini duyabilir miyim dersiniz?